| Evet ama bir şeyler yolunda gitmezse seni geçmişte kaybedip günümüze güçlü ve kötü bir cadıyı serbest bırakmış olma riskini almış oluruz. | Open Subtitles | أجل، ولكن إن اتخذت الأمور منحنى خاطيء فسنخاطر بتحرير ساحرة شرّيرة في الحاضر و نخسركِ أنتِ في الماضي |
| Katil, hayvanları serbest bırakmış, akvaryumları kırmış. | Open Subtitles | القاتل قام بتحرير الحيوانات من أقفاصها |
| Russell'ı o serbest bırakmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها من قام بتحرير (راسل) من سجنه. |
| Maalesef Vandal Savage çoktan Carter Hall'ı serbest bırakmış ve kaçmaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | "أخشى أن يكون (فاندال سافدج) قام بتحرير (كارتر هال) بالفعل" "ويستعد إلى فصل..." |
| Kordonları yeniden düzenlemek onu binanın duvarları içinde kalan bir fare gibi serbest bırakmış olabilir. | Open Subtitles | واعادة تعين الحراسة قد أفرج عنه مثل الكثير من الفئران التي قبض عليها في جدران المبنى |
| Soruşturmadan sonra serbest bırakmış, hiç rapor yok. | Open Subtitles | أفرج عنه بعد الأستجواب بدون أية ملاحظات |