| Para. Altın olmalı, kağıt sevmiyorlar. | Open Subtitles | والنقود يجب ان تكون جنيهات ذهبية فهم لا يحبون العملة الورقية |
| Uçaklarla ilgili yaramazlık yapanları hiç sevmiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يحبون الناس الذين يعبثون مع المطار |
| Parası iyi çünkü normal insanlar gece çalışmayı sevmiyorlar. | Open Subtitles | الدفع يكون جيد لأن الأشخاص العاديين لا يحبون العمل بالليل |
| Sizi sevmiyorlar ama en azından iyi görünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يحبونك, لكنهم بشكل عام يبدون بخير |
| Bana öyle geliyor ki adamları da onu sevmiyorlar. | Open Subtitles | شيئ ما يخبرني بأن رفاقه لا يحبونه أيضا |
| Filistinlileri sevmiyorlar, ama yahudilerden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يحبون الفلسطينيون و لكنهم يكرهون الاسرائليون اكثر |
| Cevabım hayır, çünkü bu belirli kararı sevmiyorlar, ancak sistemi değiştirmek istemiyorlar. | TED | وإجابتي لا، لأنهم لا يعجبهم القرار الخاص، لكنهم لا يريدون تغيير النظام. |
| Evet. Sanırım insanlar ölü çocukları hiç sevmiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | اجل ،اعتقد ان الناس لاتحب الاطفال الاموات حقا اليس كذلك؟ |
| Yahudileri sevmiyorlar değil mi anne? | Open Subtitles | أنهم لا يحبون اليهود، أليس كذلك يا ماما؟ |
| Göze batmayacaksın. Bizim oralara benzemez. Bizim gibileri sevmiyorlar. | Open Subtitles | لا يجب أن تلفت الأنظار إليك إنهم لا يحبون أشخاصاً مثلنا |
| Ben şiir okuyacaktım. Fazla şiir sevmiyorlar. | Open Subtitles | كنت سأكتب قصيدة ولكنهم لا يحبون القصائد كثيراً |
| O yüzden isyancılar,vatandaşlarınızı çok sevmiyorlar. | Open Subtitles | إذا الثائرون لا يحبون المواطنين الأمريكيين |
| Herşeyi biliyorlar! Hastaneleri arıyorlar. Yalan söylenmesini sevmiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرفون كل شيء ويعيدوا الإتصال بالمشفيات، لا يحبون التعرض للكذب |
| Çünkü sen onların umurunda bile değilsin Seni sevmiyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يعيرونك اى اهتمام فهم لا يحبونك,وانا لا احبك |
| Seni sevmiyorlar çünkü neler yapabileceğinden korkuyorlar. | Open Subtitles | هم لا يحبونك لأنهم يخافون ممّا تستطيع القيام به. |
| Asla tek elle sürmeyin, bunu sevmiyorlar. Bunu tercih ediyorlar. | Open Subtitles | لا تقد أبداً بيدٍ واحدة، إنهم يكرهون ذلك |
| Bu Vietnam müziğini çalmanızı istiyorlar. Burada çalanları sevmiyorlar. | Open Subtitles | انهم يريدون تشغيل هذه الموسيقى الفيتنامية لم يعجبهم ما يشتغل هنا |
| Çünkü geldikleri yeri sevmiyorlar. | Open Subtitles | لاتحب الحي الذين جائوا منه |
| Ön kapıdan giremiyorum. Beni pek sevmiyorlar. Nedense hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيع الدخول من الأمام بالضبط انهم لا يحبونني |
| Biryerde çok zaman harcamamızı sevmiyorlar. | Open Subtitles | لا يحبوني أن أقضي وقتاً طويلاً في نفس المكان |
| Madem sevmiyorlar neden bizim gibi görünmeye çalışıyorlar ki? | Open Subtitles | لما يتشبهون دائماً بالرجال؟ لما يفعلون ذلك إن كانوا يكرهونا بشدة؟ |
| Ee şey, çünkü çoğunlukla, şey seni sevmiyorlar. | Open Subtitles | في الواقع, بشكل أساسي لأنهما لا يحبانك, أنا آسفة |
| Madem silah sevmiyorlar, neden buraya taşındılar? | Open Subtitles | لماذا انتقلا إلى هنا بحق السماء إن كانا لا يحبان الأسلحة؟ |