| Bütün kesintileri listelemiş. Tüm o seyahatlerini iş gideri olarak beyan etmemiş. | Open Subtitles | فهو يسجل كل الإنفاقات، لكنه لم يبلّغ عن كل هذه الرحلات كنفقات العمل |
| Ben de bununla birlikte gerçekte var olan sıkıcılığını ortaya çıkarıp, seyahatlerini falan yazar diye düşünmüştüm ama... | Open Subtitles | حتى ظننت انها كشفت عن طبيعة حقيقيتها المملة وثمة بدأت الكتابة عن الرحلات او ما شابه |
| - Bu da aynı zamanda düzenli otel seyahatlerini de biliyor olmalı. | Open Subtitles | -أجل ويعني كذلك أنها تعرف عن الرحلات المتناوبة للفندق |
| Graham'ın iş seyahatlarini, Hindistan, Kenya seyahatlerini ayarlayan kişilerden biri de oydu. | Open Subtitles | إنّها من يرتّب جميع رحلات عمل غراهام، رحلاته إلى الهند، كينيا. |
| Bazen kendi seyahatlerini kendisi ayarlıyordu. | Open Subtitles | أحياناً ما يحجز رحلاته الخاصة |
| Ve şu seyahatlerini yapmaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدأ يأخذ تلك الرحلات |
| Yapma Soren. O Moskova seyahatlerini uydurmadılar ya. | Open Subtitles | -هل حصلت هذه الرحلات الى موسكو؟ |
| Kendi seyahatlerini anlatmış. | Open Subtitles | كتب عن رحلاته |
| Kendi seyahatlerini anlatmış. | Open Subtitles | كتب عن رحلاته |