| Evi sezonluk kapatmadan önce kapatılması gereken bir kapı daha var. | Open Subtitles | قبل ان نغلق البيت مع انتهاء الموسم هناك باب اضافي يجب اغلاقة |
| Gelecek yıl için sezonluk biletlerinizi şimdiden ayırtın. | Open Subtitles | ان تتركوا طلباتكم على تذاكر الموسم القادم السنة القادمة |
| Ayrıca Lee Rebels'i bu sezonluk evlerine geri gönderir. | Open Subtitles | إضافة أنه سيرسل مهاجرين ميدلاند إلى بيوتهم هذا الموسم |
| Bundan sadece taraftarlar etkileniyor. sezonluk blletim var, klmseye veremlyorum. | Open Subtitles | المشجعين محطمين, لدي تذاكر موسمية ولا استطيع التراجع |
| Dolaşarak havai fişek satıyor, Tahmin edebileceğin gibi sezonluk bir iş. | Open Subtitles | يعمل في الأعمال النارية، والتي كما تتوقع، أعمال موسمية |
| sezonluk biletleri almış. İdman yapma vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حصل على التذاكر الموسمية ، حان الوقت لنقوم بالتصليحات |
| Yerel bağı olmayan sezonluk işçi de olabilir. | Open Subtitles | أو قد يكون عامل موسمي مع عدم وجود روابط محليه |
| sezonluk satışlar yaparak parayı denkleştirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | سيحاول جمع الميزانيّة ببيع البطاقات الموسميّة |
| Gelecek yıl için sezonluk biletlerinizi şimdiden ayırtın. | Open Subtitles | ان تتركوا طلباتكم على تذاكر الموسم القادم السنة القادمة |
| Kız, Yankee'lerin sezonluk biletlerini almış ona! | Open Subtitles | لقد إشترت له أهم تذاكر الموسم لكي تراه يلعب |
| sezonluk biletleri şimdiden aldım. Bugün erken gitmeliyim. | Open Subtitles | لقد أشتريت تذاكر هذا الموسم يجب أن أرحل مبكراً هذا اليوم |
| sezonluk biletim var. Sonrakine gideriz. İşte böyle. | Open Subtitles | لدي تذاكر الموسم سأراك في الجانب الآخر، ها نحن |
| Saha kenarında yarı fiyatına sezonluk bilet. Ben varım. | Open Subtitles | تذاكر الموسم ، خط ذو 50 ياردة نصف القيمة المعتادة ، انا موافق |
| Tanıdık gelmişti, sezonluk bilet sattığımız kişilerden birisi olabilir. | Open Subtitles | شعرت أنها معروفة .. إذاً ربما أنها حاملة تذاكر الموسم |
| Bilirsin, Biz yeni bir suluboya resim resim dersi alabiliriz veya... veya salsa dansı öğrenmeye gidebiliriz veya operaya sezonluk bilet alabiliriz. | Open Subtitles | او نتعلم رقصة السالسا او نحصل على مقاعد موسمية للأوبرا |
| Bir çoğunuz şunu merak edebilir, neden birisi böyle bir hayatı tercih etsin ki, böyle eşit olmayan yasalar altında, çöp kutularından yemek yiyerek, köprü altlarında uyuyarak, sezonluk işlerde orada burada çalışşın. | TED | أغلبكم قد يتسائل لما أي شخص قد يختار حياة كهذه، بالبقاء تحت ضغط قوانين التمييز، الأكل من علب النفايات، النوم تحت الجسور، الحصول على أعمال موسمية هنا وهناك. |
| sezonluk oyunları ve konserleri, dijital, görsel sahne sanatları olan tiyatro bölümü olmamalıydı. | TED | لم يكن علي أن أحصل على أقسام مسرحية مع مسرحيات موسمية وحفلات موسيقية -- و فنون أداء رقمية ومرئية. |
| Benim sezonluk alerjilerim var, ve bu da toz ve bakteri dolu yerde nefes almamı engelliyor. | Open Subtitles | أُعانى من الحساسية الموسمية وهذا الوسادة مكانٌ خصب لنمو العُثَّة و البكتيريا |
| İlk sezonluk bilet alacak kişiler bizler olacağız. | Open Subtitles | سنكون أول من سيحصل على التذاكر الموسمية |
| O halde sezonluk, karlı ve yüksek riskli bir şey olmalı. | Open Subtitles | اذا فإن الأمر موسمي ومجزي وعالي المخاطر ربما. |
| Bir tomruk şirketi için sezonluk tır şoförlüğü yapıyor. | Open Subtitles | كان يعمل كسائق موسمي لشركة تجارة أخشاب |
| sezonluk başvuru formu. sezonluk başvuru formu. | Open Subtitles | الاستمارات الموسميّة الاستمارات الموسميّة. |
| sezonluk kombinelerimi almak için ne kadar beklemeliyim? | Open Subtitles | إلى متى يجب على أن أنتظر قبل أن أحصل على تذاكرى للموسم مرة أخرى؟ |
| Evet, seninle beş sezonluk diziyi izlemeye can atıyorum ama önce DNA'yı halleder misin? | Open Subtitles | أجل، أنا متحمس جدًا لمشاهدة 5 مواسم معك، لكن أيمكنك معالجة العينة لنا أولًا؟ |