| Mümkün olduğunca uzat. Seni dışarı sürüklesinler. Silah yok. | Open Subtitles | أبقهم مشغولين , إجعلهم يجروك خارجاً لا أسلحة , بالعضلات فقط |
| Tabanca yok, para yok, hiçbir türde Silah yok. | Open Subtitles | لا مسدسات, لا أموال, لا أسلحة من أي نوع. |
| Silah yok, sadece kız ve 61 metre aşağıdaki asfalt zemin. | Open Subtitles | لا سلاح مرئي، فقط فتاة والرصيف 200 قدم أسفلاً |
| - "Silah yok" kuralını tekrar düşünsen iyi olur. - Hayır. | Open Subtitles | من الأفضل إعادة النظر في قانون "لا مسدس". |
| Bak, Silah yok. Nokta, tamam mı? | Open Subtitles | أسمع, بدون أسلحة نهاية القصة, حسنٌ؟ |
| Tekrar kullanılan Silah yok, mekan yok. | Open Subtitles | لا أسلحةَ مضاعفةَ، مواقع. |
| Hapı yutmuş durumdasınız. Silah yok, sığınak yok. | Open Subtitles | ..إنكم في حالة مزرية، لا أسلحة ولا مأوى آمن |
| Silah yok, bomba yok, sadece sınır dışı edilen insanlar. | Open Subtitles | لا أسلحة أو مُتفجّرات، عدا أبرياء قد صدر بحقّهم قرار بترحيلهم. |
| Ne kadar medeni olunuyormuş, izin yok, Silah yok, tehdit yok. | Open Subtitles | كم يمكن أن نكون متحضرين, لا مذكرات ,لا أسلحة , لا تهديدات ؟ |
| - Silah yok, mühimmat yok, yapacağız burada? | Open Subtitles | لا أسلحة و لا ذخيرة , ماذا سنفعل هناك بالأسفل ؟ |
| Yani cihaz yok, araba yok, Silah yok ve tek umudumuz profesörün sürgülü cetveli öyle mi? | Open Subtitles | إذن، لا تكنولوجيا، لا نقل، لا أسلحة و أملنا الوحيد هو مسطرة البروفسور؟ |
| Evet, Silah yok, ceset yok, faal bir laboratuvar yok. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لا سلاح لا جثث لا مختبر شغّال |
| Numara yok, Silah yok, yetenek, yeteneğe karşı. | Open Subtitles | لا خداع... لا سلاح المهاره ضد المهاره وحدها |
| Sopa yok, Silah yok, mermi yok. | Open Subtitles | لا مضرب ، لا مسدس لا ذخيرة |
| Ne, bana Silah yok mu? Hayır. | Open Subtitles | -ماذا ، لا مسدس لي؟ |
| Bunu benim yolumdan yapacağız. Silah yok. | Open Subtitles | حسناً، سنفعل هذا على طريقتي، بدون أسلحة |
| Silah yok. | Open Subtitles | لا أسلحةَ. |
| Seni lanet olası, sana Silah yok demiştim! | Open Subtitles | لا مسدسات في غرفة الحساب |
| Hiç Silah yok. | Open Subtitles | , لا توجد أسلحة |
| - Ben burada yaşarken "Alt katta Silah yok." şeklinde kesin kural vardı. | Open Subtitles | كانت هناك سياسة صارمة لـ"لا للأسلحة في الطابق السفلي" عندما أقمتُ هنا. |
| Kuralları biliyorsun, Silah yok. Dinle, sen de bu işin içindesin. | Open Subtitles | أنت تعلم كيف تجري الأمور لا يوجد أسلحة |
| Hadi, arayın beni, Silah yok. | Open Subtitles | هيا .. قم بتفتيشي. لا يوجد سلاح. |
| Yani Silah yok, hız yok, kuvvet yok, sivri diş yok, pençe yok. | TED | حسناً . لا اسلحة .. لا سرعة .. لا قوة .. لا مخالب .. لا انياب |
| Yakalayın onu, ama Silah yok! | Open Subtitles | إذهبوا وإقبضوا عليه ولكن من دون أسلحة |
| Silah yok. Silahlarınızı atın. | Open Subtitles | بدون مسدسات اتركوا المسدسات |
| Kimsede Silah yok, sorun çıkmayacaktır. Tamam. | Open Subtitles | لكن لا أحد حمل أي أسلحة لذا لن تواجه أي مشاكل |
| Yine de bu yaratık vazgeçmeyecek, Doktor. Ve hala elimizde işe yarar bir Silah yok. | Open Subtitles | على أي حال يا دكتور، هذا المخلوق لن يتوقف، ولا زلنا لا نملك أي سلاح فعال |