| ve Tanrı gözlerimizdeki yaşları silecek ve orada ölüm olmayacak. | Open Subtitles | والرب سيمسح كلّ الدموع من عيونهم ولن يكون هناك موت أكثر ولن يكون هناك حزنا أو بكاءً | 
| Ve Tanrı onların gözlerindeki yaşları silecek... ve daha fazla ölüm, üzüntü ve ağlama olmayacak. | Open Subtitles | ان دخلنا الى هناك سيموت الناس الناس تموت سلفا و سيمسح الرب الدموع من عيونهم | 
| Bu adamın bilgisayarında çocuk pornosu varsa ve biz yanlış bir şifre girersek bu, bütün harddiski silecek bir virüsü devreye sokabilir. | Open Subtitles | إن كان هذا الرجل لديه فيديو إباحي للأطفال على حاسوبه وكتبنا كلمة المرور الخاطئة فربما يسبب فيروس يمسح كامل القرص الصلب | 
| Bir virüs işini bitirince kendini tamamen silecek şekilde programlanabilir mi? | Open Subtitles | ربما كانت مبرمجة لمسح جميع آثار الفيروس بعد أن يتم تشغيله | 
| Bunun içinde tüm sistemi silecek bir program var. | Open Subtitles | هناك برنامج محمل عليها سيقوم بمسح النظام بالكامل | 
| Gelecekten geri geldiğini... ve 199 yılından başlayarak sonunda insanlığı... yeryüzünden silecek olan saf bir mikrop... aradığını söylüyordu. | Open Subtitles | وأدعى انه قد جاء من المستقبل وكان يبحث عن جرثومة صافية التى ستمسح البشرية من على وجه الأرض | 
| Onu tanıyorsam herşeyi silecek ve bizi taş devrine döndürecektir. | Open Subtitles | ولأننا نعرفه، فإنه يمكنه محو كل شيء وإعادتنا للعصر الحجري | 
| Ben olduğum sürece mazini silecek hiçbir şey yapamayacaksın. | Open Subtitles | ...على حد علمى أنت لن تفعل أى شىء قد يمحو ما فعلته سابقاً | 
| Buraya geldiğindeyse burayı haritadan silecek. | Open Subtitles | وعندما يفعل، سيمسح هذا المكان من الكرة الأرضية، | 
| Bu yüzen deneme yapacağız ki Ranbir ve Hrithik'i dahil etmek isteyen yönetmen bu çekimi görünce ikisinin ismini de aklından silecek. | Open Subtitles | يجب أن نجعل مشهد التجريبي جيد لدرجة أن المخرج الذى يلاحق هيرتيك و رانفير سيمسح ارقام هواتفهم بدون تردد | 
| Bu kayıtları silecek ve güvenlik kameralarını döngüye alacaktır. | Open Subtitles | هذا سيمسح التسجيلات ويضع الكاميرات في حلقة مغلقة | 
| Bu gece ben uyurken zihnim bugün bildiğim her şeyi silecek bugün yaptığım her şeyi ve yarın da bu sabah olduğu gibi beni bir hayatın beklediğini umarak uyanacağım. | Open Subtitles | الليلة، كلما أنام، يقوم عقلي بمسح كُل شيء أعرفه اليوم، يمسح كُل شيء أفعله اليوم. وأستيقظ غداً كأني فعلتُ هذا في الصباح، | 
| Bu gece uyurken zihnim bugün bildiğim ve yaptığım her şeyi silecek ve yarın sabah yine ama gerçek şu ki; hayatım sona erdi. | Open Subtitles | الليلة، كلما أنام، عقلي سوف يمسح كُل شيء أعرفه وفعلته في اليوم. وأستيقظغداً.. الحقيقة أن نصف حياتي أنتهت. | 
| Güvenlik kamera kayıtlarını silecek kadar güçlü... bir mıknatıs yapmak için, güçlü bir enerji kaynağı gerekir. | Open Subtitles | لجعل المغناطيس قوي بما فيه ,الكفاية لمسح شريط كاميرة الأمن تحتاج لمصدر كهرباء قوي | 
| Onlarda benim kameramı silecek yetenek bile yok. | Open Subtitles | ليسا جيدين بما فيه الكفاية لمسح عدستي | 
| Gömleğindeki bir şeyi silecek gibi yaptım. | Open Subtitles | أنت... كنتُ أتظاهر بمسح شيء من على قميصه. | 
| Gün gelecek Ellerim silecek gözlerimdeki yaşları | Open Subtitles | يوماً ما يداي ستمسح الدموع عن عيناي | 
| - Yapacağimiz ilk yanlış tahmin programı otomatik olarak silecek. | Open Subtitles | أول خطأ أعتقد أننا سوف تجعل تلقائيا محو البرمجة. | 
| Ölümü, onun hükümdarlığındaki her kan borcunu silecek. | Open Subtitles | وفاته سوف يمحو أي دين الدم من حكمه، | 
| Bilgisayarındaki internet verilerini silecek bir program göndereceğim. | Open Subtitles | سأرسل لك برنامجا ليمحو أثار إتصالتك بالأنترنت | 
| Dr. Kearns, Fasılalı silecek sizin ilk icadınız mıydı? | Open Subtitles | دكتور كيرنس ، هل كانت ماسحة الزجاج اول اختراع لك؟ | 
| Siberler korkuyu silecek. | Open Subtitles | رجال السايبر سينزعون الخوف | 
| silecek yarışmasının galibi Bob Kerans, tebrikler. | Open Subtitles | بوب كيرنس، الفائز بمسابقة ممسحت الزجاج مبروك |