Ama günümüzde bu pilleri üretmek için çok miktarda silikonu alıp 870 derecelik bir fırında 17 saat bekletmeniz lazım. | TED | إلا أننا في الوقت الحالي، نحتاج إلى وضع السيليكون في فرن على درجة حرارة 1600 فهرنهيت لمدة 17 ساعة لصناعة الخلية |
Eğer kız arkadaşının saçı ve silikonu kanıtımızla eşleşirse kurban senin apartmanındaymış demektir.. | Open Subtitles | إن تطابقت شعرة حبيبتك و السيليكون دليلنا فهذا سيضع الضحيّة بشقتك |
Şey, sanırım kimse sana silikonu, doğrudan insan derisine enjekte etmenin yol açabileceği solunum yetmezliği, anevrizma, kalp krizi gibi etkilerinden bahsetmemiş. | Open Subtitles | أعتقد أحدا منهم قال لك أن حقن السيليكون مباشرة في الأنسجة البشرية يمكن أن يسبب فشل في الجهاز التنفسي، القحفي، وتوقف القلب. |
Bu, silikonu aliminyum kadar önemli hale getiriyor ve gelecekte bu teleskopu, sayısı 350ye ulaşacak şekilde tabak anten ekleyerek büyüteceğiz. Amacımız, Moore'un daha fazla işlem gücü ile ilgili kanununu ölçümlerimizde hassaslığı arttırmak için kullanmak. | TED | إنها تجعل من السيليكون مهما بقدر أهمية الألومنيوم. وسنطورها في المستقبل بإضافة هوائيات يصل عددها إلى 350 للحصول على مزيد من الدقة والإستفادة من قانون مور في الحصول على سرعة معالجة أكبر. |
İşaret parmağınızla silikonu camın çerçevesine bastırın... | Open Subtitles | ستحتاج إلى ضغط السيليكون على جزء ...من الزجاج بإصبعك السبابة |
Dur bir dakika. Ben senin Steele'in bileziğindeki silikonu araştırdığını sanıyordum. | Open Subtitles | مهلاً لحظة , خلتنا نعمل على قطعة السيليكون التي وجدناها على سوار (آن ستيل) ؟ |
Böylece, silikonu rahatça enjekte edebilirdi. Doğru. | Open Subtitles | الإعدادية لها لحقن السيليكون. |
-Japon silikonu. -EVet. | Open Subtitles | السيليكون الياباني - أجل - |