| Eninde sonunda bu fatal kadın imgesinin simgelediği şey ölümdür. | Open Subtitles | في الأساس، ما تمثله هذه الصورة الصورة الساحرة للمرأة المغوية المدمرة هو الموت |
| Amerika Birleşik Devletleri bayrağına ve o bayrağın simgelediği cumhuriyete bağlılık ve herkes için özgürlük ve adaletle Tanrının gözetiminde bölünmez tek millet için and içerim. | Open Subtitles | اتعهد بالولاء لهذا العلم علم الولايات المتحدة الأميركية وللجمهورية وما تمثله |
| Patateslerin simgelediği şeyle ilgili. | Open Subtitles | بل ما تمثله البطاطس |
| Ama daha da önemlisi, Louboutin'in simgelediği şeyi alırlar: | Open Subtitles | و لكن الأهم من ذلك انهن يشترين ما يمثله هذا النوع |
| Ve Iselinizm'in simgelediği her şeyden. | Open Subtitles | وكل ما يمثله .. |
| Bu yüzüğü çok seviyorsun. Hayır. Yüzüğün simgelediği şeyi seviyorum. | Open Subtitles | لا، كنت أحب ما يمثله |
| Paskalyayı sevmiyorum. simgelediği şeyi beğenmiyorum. | Open Subtitles | لا أحب هذا ,ولا أعرف ما يمثله |