| Çok sinir bozucu olduğumu, benimle iki gün çalışmaya dayanamayacağını söylüyorsun. | Open Subtitles | فهمت أني مزعجة جداً، لا تحتمل أن تعمل معي حتى ليومين |
| Bunu biliyor musun bilmem ama çok sinir bozucu olabiliyor. | Open Subtitles | لا اعلم ان كنت تعلمين هذا لكن يمكن أن تكون مزعجة |
| Bana sorarsan, bunu karısı yaptı, sinir bozucu tanığını saymazsak. | Open Subtitles | إذا سألتني اعتقد انها الزوجة باستثناء هذه المزعجة لديها اثبات |
| Ama senin için sinir bozucu olmasını istemiyorum, biliyor musun? | Open Subtitles | ولكن لا أريد أن أكون مزعجاً بالنسبة لك، هل تعلم؟ |
| Fark ettin mi bimiyorumama benim sinir bozucu küçük bir hastalığım var. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما إذا قد لاحظتي ولكن لدي هذا المرض المزعج |
| Anneme en sinir bozucu soruları sorardım. | TED | أعتدت أن أسئل أمي أكثر الأسئلة إزعاجاً. |
| O senin evlenen son bekar arkadaşındı, biraz sinir bozucu olmalı. | Open Subtitles | و هى آخر واحدة من صديقاتك العازبات تتزوج الأمر الذي قد يكون مزعجا قليلا في حد ذاته |
| Oğlum, bazen kafanın çok çalışması sinir bozucu olabiliyor. | Open Subtitles | بني أحياناً الأشياء العبقرية تبدو مزعجة قليلاً |
| Bırakamadığım, izin dahi kullanamadığım, ölüm-Kalım meselesi olan, sinir bozucu işimi. | Open Subtitles | وظيفة مزعجة تتعلق بالحياة والموت والتي لا أستطيع أن أستقيل منها أو آخذ منها فترة راحة |
| Her zaman böyle sinir bozucu bir iyimser olmuşsundur. | Open Subtitles | لقد كنتى دائماً مجرد متفائلة صغيرة مزعجة |
| Diğer bir deyişle, o sinir bozucu fizik kanunlarına göre, bir şey sürdürülemez ise, durur. | TED | بعبارة أخرى، بفضل قوانين الفيزياء المزعجة تلك، حين لا تكون الأشياء مستدامة، تتوقف. |
| Stresli durumlarda sinir bozucu endişeler ve kendinden kuşku duymalardan kurtulabilmek için de bir yol bulduk. | TED | ونحن أيضًا اكتشفنا بعض الطرق للتخلص من هذه المخاوف المزعجة والشكوك في النفس التي تخيفنا في المواقف الحرجة. |
| Biraz sinir bozucu değil misin? Hepsi prosedürün bir parçası. | Open Subtitles | , ألا تبدو مزعجاً قليلاً إنه جزء من الإجراء |
| Ama filmlerde son şarkıyı söylerlerken çok sinir bozucu olmuyor mu? | Open Subtitles | نعم أليس مزعجاً عندما يؤدون آخر اغنية في الفيلم ؟ |
| sinir bozucu baş ağrıları için bana uyuşturucu verebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك إعطائي بعض الأدوية اللطيفة لهذه الصداع المزعج ؟ |
| Gecikmek en sinir bozucu huyudur. | Open Subtitles | عدم دقة مواعيدها هى سمتها المميزة الأكثر إزعاجاً |
| Doktor olan sensin ama ben bu sinir bozucu sesi hiç durmadan duyuyorum. | Open Subtitles | حسنا،أنت الطبيبة،ولكنّني أسمع صوتا مزعجا باستمرار |
| Sen hep benim yanımda oldun bazen ne kadar sinir bozucu olsa da ki bayağa sinir bozucu olabiliyor. | Open Subtitles | حسناً، أنتَ دائما بجانبي بقدر ما يُزعجك هذا الأمر ، و هذا أيضا مُزعج قليلا |
| Çalışmıyor ama sinir bozucu bir ses çıkarıyor, soğuğu unutturuyor. | Open Subtitles | إنه لا يعمل ، ولكنه يُحدث ضوضاء مزعجه تجعلك تنشغلين عن البرد |
| Ayrıca bu çok sinir bozucu, çünkü benim de öğrenme şansım yok. | Open Subtitles | وهذا ماهو مُحبط جداً، لأنني لا أملك أي طريقة لإكتشاف الأمر، أيضاً |
| sinir bozucu başarılı veletlerle görüşme yapıyorsum. | Open Subtitles | أجري مقابلات مع أولئك المتفوقين المزعجين |
| Seni sanki ağda yaptırıyormuşsun gibi bağırtabilir. O kadar sinir bozucu olabilir. | Open Subtitles | تستطيع ان تجعلك تصرخ وكأن الشمع يغطى جسدك، انها محبطة |
| - Bu çok sinir bozucu. | Open Subtitles | لقد كان بإمكانها أن تفعل ذلك عندما كنت في جيشها هذا مزعج. |
| Hayranların bu kadar sinir bozucu olmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يصدق كم أن المشجعون يمكن أن يكونوا مزعجين |
| Başkasının rüyasının peşinden gitmek zamanla biraz sinir bozucu olur. | Open Subtitles | ومتابعة حلم شخص آخر يكون محبطاً قليلاً في بعض الأحيان |
| Profesör Kang'ın dersini alan biri olarak şikayet ettiğinizi duymak sinir bozucu. | Open Subtitles | كم هُو مزعجٌ سماعُ شكواكِ من البروفيسورة كانغ بينما أنا في صفّها. |