"sinirlendirmek" - Translation from Turkish to Arabic

• أغضبك
• إغضاب
• تغضبي
• لأغضبها
• لإغضابك

Seni sinirlendirmek için bundan daha fazla şey olmalı evlât.
ينبغي أن تحتمل أكثر من ذلك كي أغضبك يا بني

Bana bak, Üzgünüm. Bugün seni sinirlendirmek istemedim.
انظر,أنا أسفة لم أقصد أن أغضبك مني هذا الصباح

Seni sinirlendirmek istediğimden değil, ya da fikirlerini hesaba katmadığımdan da değil.
لا أريد أن أغضبك... أو أن أتجاهل أيًّا من أفكارك

Yapmak istediğimiz son şey siz arıları sinirlendirmek!
وآخر شيء أريد القيام به هو إغضاب أي منكم أيها النحل

S.H.I.E.L.D. düşmanımız değil. Ve Ajan Johnson'ı sinirlendirmek istemeyiz.
شيلد ليست العدو وأنتم لا ترغبون في إغضاب هذه العميلة الخاصة

Sana bir soru sormam lazım ve seni sinirlendirmek de istemiyorum ama sormam gerek.
هــاي يجب ان اسألكي عن شيئا ولا اريدكي ان تغضبي

Kendi acınla uğraşmaktansa beni sinirlendirmek için kışkırtmanın daha kolay olduğunu düşündüğünden olabilir mi?
هل من المحتمل أنكِ تنكزيني لأنه أسهل أن تغضبي مني على أن تنظري إلى ألمكِ أنتِ؟

Annem mutlu olsun diye doktor olmaya çalıştım. Okulu bıraktım. Onu sinirlendirmek için aktris oldum.
حاولتُ أن أصبح طبيبة لأرضيَ أمّي، تخليّتُ عن الفكرة، أصبحتُ ممثلة لأغضبها.

Seni sinirlendirmek için beni kullanıyor, biliyorsun değil mi?
لقد فعل ذلك لإغضابك. تعلمين ذلك، صحيح؟

Seni sinirlendirmek istemedim.
قد كان يومي الأول، لم أرد أن أغضبك

Sizi sinirlendirmek istemem, ama...
انا لا اريد ان أغضبك ولكن,

Sadece seni sinirlendirmek için söyledim.
قلت ذلك فقط لكى أغضبك

Seni sinirlendirmek istemedim. Tamam.
-لم اقصد بأن أغضبك

- Seni sinirlendirmek istemedim. - Sinirlendirdin.
لم أقصد أن أغضبك - لقد فعلت -

Dinle, insanları sinirlendirmek pisliklerin yapacağı bir şeydir. Pislik mi?
إسمعوا، إغضاب الناس هو ما يفعله "المتفاخرون".

Geçimini sağlamak için insanları öldürmeye kafa yoran bir adamı sinirlendirmek pek zekice bir davranış değil.
... ليس من الذكاء أن تغضبي رجلاً يسترزق من التفكير في قتل الناس

- Aday oluyorum çünkü seni sinirlendirmek istiyorum.
سأترشح للعمودية فقط لإغضابك