| Bu sabah geldi, ben de siparişin tarihine baktım ve ben öteki taraftayken verildiğini gördüm. | Open Subtitles | ،تحققت من تاريخ الطلب أرسل حين كنت في العالم الآخر لذا فكرت أنّه لأجلها على الأرجح |
| Bazen pizzacı siparişin büyüklüğü yüzünden şaka mı diye öğrenmek için geri arıyor. | Open Subtitles | احيانا محل بيع البيتزا يتصل ليتأكد من انها ليست مكاملة زائفة نظرا لحجم الطلب |
| Seç, tıkla ve iki saat içinde siparişin kapıda. | Open Subtitles | أشر و أنقر على الطلب و سوف تجده أمام مدخل باب في غضون ساعتين |
| siparişin o ısıtmalı lambanın altında biraz daha kalırsa balığının güneş kremine ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | إن تركت طلباتك تحت ذلك المصباح لمدّة أطول تونتك الذائبة ستحتاج مرّطب واق من الشمس |
| - Selam Vella. - siparişin hazır ve nazır. | Open Subtitles | مرحبـاً يا (فيلا) - كل طلباتك جاهزة - |
| Ve muhtemelen, "Mike, siparişin hazır" diyor. | Open Subtitles | على الاغلب انها تقول لك "مايك طلبك جاهز" |
| siparişin bir kısmını değil, kırmızı, yeşil ve maviyi hepsini yapıyorlar. | TED | إذًا هم يشيرون بالأحمر والأخضر والأزرق ليس فقط كجزء من الطلبية |
| - Güncelleme öncesi müşterilerimizi online siparişin kapanacağı konusunda uyarırız. | Open Subtitles | قبل عملية التحدث نخطر زبنائنا بأن الطلب عن طريق الأنترنت سيتوقف |
| Bu özel siparişin bugün... | Open Subtitles | هو يريد ترتيب هذا الطلب |
| Bu özel siparişin bugün... | Open Subtitles | هو يريد ترتيب هذا الطلب |
| siparişin geri kalanını götür sen. | Open Subtitles | ولكن خذ باقي الطلب |
| siparişin geri kalanını yükleme limanından alacağım. | Open Subtitles | سوف أتي بباقي الطلب |
| Hayır, siparişin gelmesi bir hafta sürüyor. | Open Subtitles | لا، هذا من أجل دخول الطلب |
| Shelley,siparişin hazır. | Open Subtitles | -شيلي )) وصلي الطلب. |
| Lance, siparişin hazır. | Open Subtitles | (لانس)، طلبك جاهز |
| Eğer kutunun içinde ne olduğunu bilmezsen kimse seni siparişin içine ettin diye suçlayamaz. | Open Subtitles | ما بداخل الصندوق لن يستطيعوا ان يلومونك عند تحطيم الطلبية |