| Oldukça sisli ama onun dışında her şey yolunda gibi. | Open Subtitles | يبدو ضبابي للغاية لكن كل الامور الاخري علي ما يرام |
| Beni çime bırakın, sisli bir günde bile geleceği görürüm. | Open Subtitles | عندما تضعني على العشب، يمكنني رؤية المستقبل في يوم ضبابي. |
| -Değil, beyefendi. -Yol çok sisli ve çok soğuk. | Open Subtitles | كلا يا سيدى الضباب يغطى الطريق وبارد جداً |
| - Yol çok sisli ve çok soğuk. | Open Subtitles | كلا يا سيدى الضباب يغطى الطريق وبارد جداً |
| Evet, artık elimizde bir ipucu var, Jinx. sisli olması gerekiyormuş. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا الآن مفتاح يا جينكس لابد أن تكون ضبابية |
| sisli rüyalar filizlenen ekoya damlar ve yok olur sevgi. | Open Subtitles | ضباب من الأحلام سقطت عبر تكرار مُنبعث ولن يعد يحب |
| Muson yağmurlarında sisli oluyor. | Open Subtitles | فقد يكون الطقس ضبابياً خلال الرياح الموسمية |
| Çevirimiçi aynalar fiziksel kişilerdir fakat aynalar sisli ve kırıktır. | Open Subtitles | الشخصيات على الانترنت هي إنعكاس لسماتٍ شخصيه ولكنه إنعكاس ضبابي وغير واضح |
| Helikopter kurtarmayı kullanmak için fazla sisli. | Open Subtitles | ضبابي جدّاً لإستخدام مروحية الإنقاذ بعد الآن. |
| sisli bir akşam, çıkarken yola Londra'dan. | Open Subtitles | ♪ عند خروجي من مدينة لندن ♪ ♪ خلال يوم ضبابي ♪ |
| daha da ilginci şu ki, zamanı ileri sararsak, Voyager-1'in Satürn'ün sisli uydusu Titan'ın yanından geçişini izleyebiliriz. | TED | ولكن لجعلها أكثر إثارة للاهتمام، سأقوم بتسريع الوقت، ويمكن أن نشاهد فوياجر 1 يحلق قرب تايتان، والذي هو قمر ضبابي لكوكب زحل. |
| Ortalığın sakin ve biraz sisli olması sebebiyle şartların, planlı bir taarruz için mükemmel olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | و كان الطقس رائعاً كان البحر فى تلك الليله هادئاً جداً و الضباب خفيف كانت كل الظروف مثاليه لشن هجوم متأنى |
| Güneşe doğru bakan sisli vadinin ortasındaki dağdan gelirken... | Open Subtitles | مثلما صعدت الجبل من وادي الضباب إلى الشمس |
| Bu otelin sahili mahvedeceğini düşünüyordum ama bazı zamanlar, sisli günlerde veya gün batımlarında sanki... | Open Subtitles | اعتقدت أن هذا الفندق سيفسد منظر الساحل لكن في أوقات معينة عندما تنظر من خلال الضباب أو خلال الشروق.. |
| sisli bir gecede havaalanında, gözyaşları... içinde iki insan... | Open Subtitles | شخصان يذرفان الدموع في المطار في ليلة ضبابية |
| sisli bir gece, cankurtaran düdüğü, duman o kadar yoğun ki göremiyorsunuz. | Open Subtitles | ليلة ضبابية ، دخان كثيف ، .لا يمكن الرؤية من خلاله |
| Bir incenin diğer tarafındaki yeşil sisli yer. | Open Subtitles | بقعة ضبابية خضراء على الجانب الآخر للفجوة. |
| Nehir sisli olduğunda güneş esrarengiz görünüyordu ve ortalık sessizleşiyordu. | Open Subtitles | الشمس تبدو موحشة عندما يكون هناك ضباب على النهر والهدوء يعم المكان |
| Golden Gate gece sisli miydi? | Open Subtitles | أمس؟ ليلة ضباب بها الذهبية البوابة كانت هل |
| Bu günkü gibi sisli bir sabahtı. | Open Subtitles | كان صباح ضبابياً مثل هذا اليوم، |
| Havası kötü. sisli. | Open Subtitles | المناخ سيء و مليء بالضباب و من الصعب توقعة |
| Evet ama donuk ya da sisli, ya da renksiz. | Open Subtitles | أجل، لكن بشكل مظلمٍ أو ضبابيٍّ أو رمادي |
| Kilitliymis ve içinde ne oldugunu ögrenmeye can atiyormus ve sonunda sisli bir günde onu açincaya kadar aylarca tüm kombinasyonlari denemis. | Open Subtitles | كانت مُقفلة، لذا كان مُتلهفاً لمعرفة ما بداخلها، وقد أمضى أشهراً في مُحاولة كل تركيب عددٍ مُمكن حتى قام بفتحها ذات صباحٍ. |
| Ailemiz sisli Liman'a sihrimi benden alacak bir şey bulmak için mi gitmiş? | Open Subtitles | "ذهب والدانا إلى "ميست هايفن ليجدا شيئاً ينزع سحري؟ |
| Birazcık sisli havada gezmenin sana iyi geleceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننتك تعودتى على المشى فى أماكن مجهوله _ ليست مرتك الاولى |