| İlkel bir hayvan, sınır sistemi var, Yavruyken okyanusta ordan oraya yüzer. | TED | حيوان بدائيّ، لديه نظام عصبيّ، يقوم بالسّباحة حول المحيطات في أوّل حياته. |
| Nerede olduklarını bilebilmek için bir bilgisayarlı görüş takip sistemi kullandık. | TED | اعتدنا رؤية الكمبيوتر في نظام التتبع من أجل معرفة مكان وجودهما. |
| Yapay zeka sistemi bir şeyleri yanlış anladığında problem olur. | TED | إنها مشكلة عندما يصنع نظام الذكاء الإصطناعي هذا أشياء خاطئة. |
| Benim eğitildiğim gibi bir sistemi alın, ve hata yapması muhtemel sağlık personelini onun dışına atın, geriye hiç kimse kalmaz. | TED | لذلك لو اخذت النظام, بالطريقة التي دُرّستُ بها, و تخلصت من كل من يقوم باخطاء طبية, حينها لن يبقى اي شخص. |
| Hiçbir güvenlik sistemi olmadığı zaman, güvenlikle alakalı sorular dehşet vericidir. | TED | أسلئة حول الأمان، في ظل عدم وجود نظام أمني، تصبح مخيفة. |
| Bir sürü kısa atımla LIDAR sistemi hızlıca detaylı bir profil çıkarıyor. | TED | وفي ظل النبضات القصيرة، يعطي نظام الليدار سريعًا مجموعة مواصفات أساسية مفصلة. |
| Bunlar tıpkı yıldızların yaptığı gibi bir gruplama sistemi oluşturuyorlar. | TED | كانت تشكل جزءا من نظام تجمعات بقدر ما تفعل النجوم. |
| Ancak derin yüzeyaltı Güneş'ten tamamen kopmuş bir dolaşım sistemi gibi. | TED | لكن السطح العميق يشبه نظام دورة دموية منفصل تمامًا عن الشمس. |
| Bundan daha iyisinin yapılabileceğine karar verdiler ve Hindistan'a gidip Kerala eyaletindeki benzer sistemi incelediler ve bunu Etiyopya'ya uyarladılar. | TED | وقد قرروا أن هذا ليس بكافٍ، وذهبوا وقاموا بدراسة ولاية كيرالا الهندية التي لديها نظام مثل هذا، وقاموا بتبنيه لأثيوبيا. |
| Öylesine kusursuz bir uyarı sistemi olmalı ki av köpekleri çalıştığımız barakaların 15 metre yakınına geldiğinde hiç iz bırakmadan işi örtebilelim. | Open Subtitles | أريد نظام مثالى لإستخدام الإشارات إذا سمعت همس على بعد 50 قدم من أى من الأكواخ التى ستعملون بها سنتوقف بدون إشارة |
| -Londra bankası ile başlayacağım -Dünyanın para sistemi kaos olacak | Open Subtitles | نظام المالَ سَيَكُونُ في حالة فوضى وصقور الجو ستتحمّلَ المسؤوليةَ |
| 5 numaralı alarm sistemi, tek kanallı bir telsiz vericisi. | Open Subtitles | نظام الإنذار رقم 5 هو مُرسلٌ لا سلكيّ أحاديّ المسار |
| Video sistemi yıllardır çalışmıyor. Burada pek çalışır durumda bir şey yok. | Open Subtitles | لم يعمل نظام الفيديو في السنوات الماضية ولا شئ كثير يعمل هنا |
| Zero Cool bir günde 1507 sistemi çökertti. tarihteki en büyük çöküş. | Open Subtitles | الذى حطم 1,507 نظام تشغيل فى يوم واحد اكبر هجوم فى التاريخ |
| O kadar çoklar ki. Hepsinin gezegen sistemi var mı? | Open Subtitles | هناك العديد من النجوم هل هم جميعا لديهم نظام الكواكب؟ |
| Ama bu güvenlik sistemini eşsiz kılan şey,.. ...ölümcül tepki sistemi. | Open Subtitles | ولكن ما يجعل نظام الأمن هذا فريداً أنه نظام يردّ بالقتل |
| Cevabım hayır, çünkü bu belirli kararı sevmiyorlar, ancak sistemi değiştirmek istemiyorlar. | TED | وإجابتي لا، لأنهم لا يعجبهم القرار الخاص، لكنهم لا يريدون تغيير النظام. |
| Direncin ileride nerede oraya çıkacağını bize söyleyen bir gözetleme sistemi kurabiliriz. | TED | يمكن أن نبني أنظمة المراقبة لإخبارنا أين تبرز المقاومة في المرة القادمة. |
| İyi haber şu ki, bizi tasarımlarımıza bağlayacak dijital sinir sistemi üzerinde çalışıyoruz. | TED | الأخبار الجيدة هى أننا نعمل على جهاز عصبي رقمي يربطنا بالأشياء التي نصممها. |
| Sesleri fark etmek ve lokasyonunu bulmak işitme sistemi sayesinde mümkün olur. | TED | إن القدرة على التعرّف على الأصوات وتحديد موقعها ممكنة بفضل الجهاز السمعي. |
| GPS teknolojisi var, 200 Watt stereo müzik sistemi, park sensörü... | Open Subtitles | تسير بنظام الدورات، 200 وات نظام الكاسيت و مجسات للركن بالخلف |
| Güneş'in zar zor ulaştığı, Güneş sistemi'nin en uzağındaki sınırlarında; | Open Subtitles | هنا في النهايات البعيدة للنظام الشمسي حيث تخترق الشمس بالكاد |
| Çatısında bir Radyo Frekansı ve mikrodalga engelleyici sistemi var. | Open Subtitles | لديه كاشف مجال ونظام ضغط موجات قصيرة هناك على السطح |
| - Bilmiyorum. Ama yenisiyle değiştirmeliyim. Böylece sistemi tekrar çalıştırabiliriz. | Open Subtitles | لا أعرف، لكنّ لدي بديل ويمكننا أن نستعيد العمل بالنظام |
| Ama bir hasta, graft versus host hastalığından kurtulsa bile bağışıklık sistemi donör hücrelerini reddedebilir. | TED | لكن حتى إذا تنجب المريض الإصابة بمرض عدم توافق خلايا المضيف، قد يرفض جهازه المناعي خلايا المتبرع. |
| Bağışıklık sistemi hakkında en az bilgi sahibi olduğumuz sistem. | Open Subtitles | إن نظام المناعة هو أقل الأنظمة التي لدينا معرفة عنها. |
| Hatta hala kurallar sistemi olan bir dünya bile nasıl mantıksız ve saçma kurallarının olması hiç önemli değil. | Open Subtitles | رغم ذلك، يبقى عالماً، ولا يزال نظاماً بقوانين مهما كان ليس منطقياً أو مناف للعقل، القوانين قد تكون كذلك |
| Üniversiteli çocuk yaz tatilinde yani bağışıklık sistemi biraz yalama olmuş. | Open Subtitles | فتى جامعى فى أجازة الربيع لذا فإن نظامه المناعى مرهق كثيرا |
| Kuyrukluyıldızımız ıç Güneş sistemi'ne girdiğinde Güneş'in ısısı onu pişiriyor. | Open Subtitles | عندما يصل مذنبنا عمق نظامنا الشمسي. تبدأ حرارة الشمس بتسخينه. |
| Onun basit sinir sistemi sadece 300 nörondan ibaret. | TED | جهازها العصبي البسيط يتكون من 300 خلية عصبية فقط. |