| Şimdi inşa ettiğimiz bir dizi projeyi size göstereceğim; tek boyutlu, iki boyutlu, üç boyutlu ve hatta dört boyutlu sistemler. | TED | الآن سأريكم بعض المشاريع التي قمت ببنائها، أنطمة ذو بعد واحد و بعدين و ثلاثة أبعاد وحتّى أنظمة ذو أربعة أبعاد. |
| Gemi sistemler insan varlığına yanıt vermek için ayarlanır. O uyuyordu. | Open Subtitles | أنظمة السفينة معدة لتتجاوب مع تواجد البشر، لقد كانت نائمة فعلاً |
| Daha önce söylediğimiz gibi, hareket bu türden canlı sistemler için çok önemli. | TED | كما سمعتم في البداية، فإن الحركة مهمة جداً لهذه الأنواع من الأنظمة الحية. |
| Pentagon, Çin, bütün Afrika ülkeleri ve Orta Doğu'da sistemler ihlal edilmiş. | Open Subtitles | خرقت الأنظمة في وزارة الدفاع الأمريكيةِ، الصين، كُل أمة أفريقية الشرق الأوسط |
| Ve bu sistemler şu anda test ediliyor, ve açıkçası yakında hazır olacaklar. | TED | وتلك الانظمة تم اختبارها الان وبأمانة سوف تكون جاهزة للظهور للعلن قريبا جدا. |
| Benim tutkum ve son birkaç yılı araştırmaya adadığım şey, işbirlikçi davranışlar ve bu sistemler içerisindeki güven mekanizmaları. | TED | شغفي والذي قضيت فيه سنواتي الأخيرة متفرغة للبحث، هي السلوكيات التعاونية و آليات الثقة المتأصلة في هذه النظم. |
| Tarafsız sistemler Konseyi savaşın dışında kalmak isteyen 1500'ün üzerinde sistemi temsil etmekte. | Open Subtitles | مجلس نظم الحياد تكلم امام 1500 عالم يريدوا ان يصبحوا بعيدا عن الحرب |
| Doğrusu "mekanik sistemler mühendisi." | Open Subtitles | الوصف الصحيح هو مهندس الأنظمه الميكانيكيه |
| farklı değerler ve politik sistemler var. Bu yorumlama oldukça mümkün ve uygulanabilirdir. | TED | وضمن أنظمة سياسات مختلفة.. و قيم اخرى واعادة التفسير يمكن ان تتم بصورة سلسلة |
| Bu kiliseler ve camilerden bazıları mükemmel görsel-işitsel sistemler, harika toplantı alanları ile dünya standartlarında ve uluslararası konserler ile yarışan etkinlikler düzenlemektedir. | TED | يعتبر بعض هذه الكنائس والمساجد من الطراز الأول عالميًا، مع أنظمة سمعية وبصرية ممتازة، وأماكن اجتماعات رائعة، وينظمون فعاليات لحفلات موسيقية عالمية منافسة. |
| Burada, Macaristan'da geçmişte sistemler oluşturuldu, sistemler tersine çevrildi ve değiştirildi. | TED | هنا في المجر، تم إنشاء أنظمة جديدة، وتم إلغاء واستبدال أخرى في الماضي. |
| Özel yapılanmış süreçli sistemler yaratıyoruz, esasen yeni iş karmaşıklığıyla başa çıkabilmek adına. | TED | نحن نخلق أنظمة معالجة ذات تركيب محدد، بشكل رئيسي للتعامل مع التعقيد للجديد للأعمال التجارية. |
| Bunlar aslında yalıtılmış sistemler, dolayısıyla onları, tüm evrenin küçük ölçekli birer örneği olarak düşünebiliriz. | TED | إنّها بالأساس أنظمة منعزلة، لذا يمكننا التّفكير فيها كأنّها نسخة مصغّرة من الكون كلّه. |
| Bilgisayar hatası sandım, iptal etmeyi denedim. sistemler tepki vermedi. | Open Subtitles | إعتقدت أنّه خلل حاسوب فحاولت الإلغاء لكن لم تستجب الأنظمة. |
| Teste ihtiyacı olan sistemler bu kadardı ve hepsi testten yüksek notla geçtiler. | Open Subtitles | كانت تلك الأنظمة الوحيدة التي كانت بحاجة إلى اختبار، ولقد نجحوا نجاحاً باهراً. |
| Bilgisayar teknolojisi güçlendikçe verilerimizi korumak için kullandığımız sistemler daha savunmasız hâle gelmektedir. | TED | مع تطور تكنولوجيا المعلومات وازديادها قوة، الأنظمة التي نستعملها لحماية معلوماتنا تزداد ضعفًا وهشاشة. |
| Hava bir çoğumuzun doğal olarak göremediği bir sistemler birleşimidir. | TED | الطقس مزيج من الأنظمة واضحة بطبيعتها لمعظمنا. |
| Şimdi elbette tüm bu sistemler bir derece güven gerektiriyor ve bu işleyişin mihenk taşı itibar. | TED | الان كل هذه الانظمة تتطلب درجة من الثقة، وحجر الزاوية لهذا العمل. هو السمعة. |
| Ve bu sistemler için topluluğun elinde tuttuğu askıda olan bir patent de var. | TED | أيضا هناك براءة اختراع في انتظار التسجيل تتعلق بهذه الانظمة التي تم وضعها بواسطة المجتمع. |
| Ve deneme yanılma yoluyla mucizeler yaratan sadece bu biyolojik sistemler değil. | TED | وليست فحسب النظم البيولوجية التي تبدع المعجزات عبر التجربة والخطأ |
| Ve tüm bu sistemler bu merkezi siteme gidiyor, bu bütünüyle birbirine bağlı sisteme, bir tanesi dışında. Hangisi olduğunu tahmin edebilir misiniz? | TED | وكلها تتجه صوب هذا النظام المركزى ، هذا النظام المتكامل الترابط. كل هذه النظم ما عدا واحداً. هل بإمكانكم التخمين أى نظام هو؟ |
| Bizim büyük bir çabuklukla yarattığımıza benzer sistemler beklenen tarihten önce mevcut olabilirdi. | TED | نظم مثل تلك التي أنشأناها على عجل كان يمكن أن توجد في وقت مبكر. |
| Bütün sistemler çalışıyor. Kalkışa hazırız. | Open Subtitles | كُل الأنظمه تَعمل, نحنُ جاهِزون للإقلاع. |
| Karmaşık sistemler basit, kendine özgü kurallara göre hareket eden birçok etkileşimli parça barındırır ve bu yeni özellikler doğurur. | TED | إن الأجهزة المركبة لها العديد من الأجزاء المتفاعلة التي تتصرف وفقاً لقواعد بسيطة، فردية، و هذا يؤدي إلى خصائص ناشئة. |
| İkili sistemler için sonsuz boyutlu homolojik cebir. | Open Subtitles | الأبعاد الجبرية اللانهائية المتشابهة للأنظمة الثنائية |
| Bu devrimi; yüksekokullar, kar amacı gütmeyen yerler, kütüphaneler gibi yerlerde basit sistemler yaratarak başlatıyoruz. | TED | وهي ان نبدأ الثّورة عن طريق إنشاء أنظمةٍ مصغّرة تعمل بهذا المبدأ في الجامعات والمكتبات والمنظمات غير الربحية، |