| Veya, örneğin, bazı çalışmalarımızda, suyu sahadaki ekici kutusu ya da oluşturulmuş ıslak alanlar gibi atık su arıtma sistemi gibi temizlik sistemlerinde işleyerek yeniden kullanabildik. | TED | أو، على سبيل المثال، في بعض أبحاثنا، يمكنك إعادة استخدام المياه من خلال معالجتها في أنظمة صرف صحي فورية مثل صناديق الزرع أو الأراضي الرطبة المشيدة. |
| 2043'te FDA lazerli delme sistemlerinde kısıtlamaları kaldırmaya kara verdiğinde ticari talep patlayacaktı. | TED | فعندما قررت إدارة الأغذية والأدوية إزالة القيود عن أنظمة الحفر بالليزر في عام 2043، انفجر الطلب التجاري عليها. |
| Atlama, reaktörün kontrol sistemlerinde aşırı yüklenmeye neden olmuş olmalı. | Open Subtitles | القفزة لا بدّ وأنه سبّبت إندفاع الذي زاد تحميل أنظمة السيطرة |
| Bürokratik okul sistemlerinde, öğretmenler genellikle, ne öğretecekleriyle ilgili bir sürü talimatla sınıflarda yalnız bırakılıyorlar. | TED | في الأنظمة المدرسية البيروقراطية، غالبا ما يُتْرَكُ المدرسين بمفردهم بالأقسام مع الكثير من التوجيهات حولما يجب تدريسه. |
| Tüm silah sistemlerinde birinci-seviye kontrolleri uygulayın. | Open Subtitles | قومي بتفعيل المستوى الأول لتشخيص جميع نظم الأسلحة والدروع |
| Çünkü her nasılsa onlardan biri olmadığını, sistemlerinde etkisiz eleman olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لإنكِ ، وبطريقة ما تعلمين أنكِ لستِ فرداً منهم وأنكِ مُجرد ترس في آلتهم |
| Amtrak iletişim sistemlerinde birinci derece çöküş rapor ediyor | Open Subtitles | شبكة القطارات تظهر "إنهيار بدرجة 1" في نظامهم |
| İletişimlerde ve itme sistemlerinde bulunduğuna dair kanıt da vardı. | Open Subtitles | توجد آثار له في نظام الاتصالات... وبعض أنظمة الدفع أيضًا |
| Geminin bazı sistemlerinde ufak arızalar algılıyorum. | Open Subtitles | أَقْرأُ أعطال بسيطة في العديد مِنْ أنظمة السفينةَ |
| Güç rölelerindeki bir aşırı yüklenme geminin bütün sistemlerinde geçici bir arızaya neden oldu yaşam destek dahil. | Open Subtitles | حمل زائد في التبديلات الكهربائية بسبب العطل المؤقت في كل أنظمة السفينة |
| Sen uzaktan kontrol sistemlerinde uzmanlaşmış bir yazılım mühendisisin. | Open Subtitles | أنت مهندس برمجيات متخصص في أنظمة التحكم البعدي |
| Genel olarak soğutma sistemlerinde kullanılır. L | Open Subtitles | انه المُبّرِد الشائع المُستخدم في أنظمة التكييف |
| Bu korsanların, telegraf sistemlerinde bulunan gizemli hatalar için kullandıkları bir kelime vardı, ve o kelime, böcekti. | TED | وهؤلاء القراصنة الاوائل اطلقوا لتلك الاختلالات في أنظمة التلغراف وصف " حشرة " |
| Bilgisayar sistemlerinde çalışıyorum, tamam mı? | Open Subtitles | انظر، أنا... أنا أعمل في أنظمة الحاسوب، حسنا؟ |
| Dikkat, bilgisayar sistemlerinde hasar oluştu. | Open Subtitles | تحذير, لقد تم إختراق أنظمة الحاسوب |
| Ev güvenlik sistemlerinde biyometrik taramaya pek rastlanmaz. | Open Subtitles | نحنُ لا نرَ الكثير من الأنظمة البيومترية بأجهزة الإنذار بالمنازل. |
| Tamam, G.D.'nın su sistemlerinde sorun yok. | Open Subtitles | الموافقة، لذا جي. دي . ماء الأنظمة بريئة، |
| Çok karmaşık olan alarm sistemlerinde baypass yapmak için cam kesicisi, folyo yaprağı ve silikon gibi düşük teklojik aletler kullanmış. | Open Subtitles | ورقائق القصدير والسيلكون ليتجنب بعض نظم الإنذار المعقدة جداً. |
| - Veri kurtarma sistemlerinde çift anadal. | Open Subtitles | الرائد المزدوج في نظم جمع المعلومات |
| Onlardan biri olmadığını, sistemlerinde etkisiz eleman olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنكِ لستِ فرداً منهم أنتِ مُجرد ترس في آلتهم |
| Kendi sistemlerinde bir aksaklık buldular. | Open Subtitles | لقد وجدو الخلل في نظامهم |
| sistemlerinde Pinkman yok... - ...yani polisin elinde değil. | Open Subtitles | قالت أنَّ (بينكمان) ليس في أنظمتهم لذا هو ليس بحوزة الشرطة |