| Siyah çanta araştırılırken zarar gördü. Çok üzgünüm. Özüre gerek yok. | Open Subtitles | الحقيبة السوداء تلفت عند فحصها ، آسفة جدا لا داعى للأسف |
| Burada Siyah çanta takımımız var. Yasadışı araştırma takımımız. | Open Subtitles | هذا الفريق المختص بالتحري على الحقيبة السوداء فريق البحث الغير الشرعية |
| Bunting, Tumblety. O Siyah çanta da misafirhanede. Bundan eminim. | Open Subtitles | (بنتنج) هو (تمبلتي)، وتلك الحقيبة السوداء في بيت الضيافة، أنا واثق من هذا |
| Saçları ayrık bir adam, gözlükler ve bir Siyah çanta. | Open Subtitles | رجل بشعر مفرق يلبس نظارات و يحمل حقيبة سوداء |
| Siyah çanta, bagaja koyuyor. - Şimdi arabaya biniyor. | Open Subtitles | حقيبة سوداء ، يضعها في صندوق السيارة |