| Ama o öyle bir dünyaydı ki Siyam, onu içine almaktan korkuyordu. | Open Subtitles | وبدت لي أنها تعرف عن العالم أكثر من أي شخص آخر لكنه كان عالم سيام الذي يخشى من إستخدامهم |
| Beyefendi Siyam'da, herşeyin kendi zamanı olduğunu öğreneceksiniz. | Open Subtitles | في سيام , يا سيدي سوف تعرف كل شيء يحصل في وقته المناسب |
| Çocuklarla birlikte, Siyam'da büyüyüp olgunlaşacak. | Open Subtitles | كتغير الأقدام الضئيلة , إذا ,أيضا ستكون سيام |
| Tamam, Siyam ikizi gibi takılın, sonra da ayrılın ve biriniz ölsün. | Open Subtitles | حسناً .. افعلوا مثل التوأم السيامي و انقسموا .. و من ثم يموت أحدكم |
| Kavanozda Siyam ikizleri yoksa o şey fuar değildir. | Open Subtitles | إذا كان لا يحتوي على توأم سيامي في قنينة ، فهو ليس معرض |
| Siyam ikizlerini pazarlamak zor. | Open Subtitles | التوأمان السياميان ليست أسهل صفقة قمت بها |
| Bundan böyle Siyam'ı, Amerika Birleşik Devletleri ilân ediyorum. | Open Subtitles | اعيد تسمية سيام الى الولايات المتحدة الأمريكية |
| Siyam'ın Cariyeleri, Tunanistan'ın İbneleri, Hindistan'ın Fahişeleri... | Open Subtitles | محظيات سيام , غلمان اليونان , عاهرات الهند |
| Siyam'ın cariyeleri. Yunanistan'ın oğlanları. Hindistan'ın fahişeleri. | Open Subtitles | محظيات سيام , غلمان اليونان , عاهرات الهند |
| Siyam Kralı'nı yemeğe çağırmış. | TED | قام بدعوة على العشاء ملك سيام. |
| Annem, abim ve ortanca kardeşimle burada oturur... dağların ötesindeki Siyam göklerini izlerdik. | Open Subtitles | اعتدنا الجلوس هنا مع والدتي وأخي الصغير وكنا نراقب سماء "سيام" |
| Bayan Lionovens, Ekselansları Çao Faya Kralaom, kendisi Siyam'ın Başbakan'ıdır. | Open Subtitles | (السيدة (ليونوينس (معالي السيد (شاو فيا كرالاهوم (رئيس وزراء (سيام |
| Ama Chang ve Eng aslen ikisi de Siyam doğumlulardı. | Open Subtitles | لكن تشانغ و إينغ كلاهما ولد في سيام |
| Bayanlar ve baylar Siam'ın egzotik topraklarından Muazzam Siyam İkizleri! | Open Subtitles | ،سيداتي وسادتي من أرض (سيام) الغريبة ! توأمتا السيامي المذهلتان |
| Bu ipek. Bu da Siyam'dan. | Open Subtitles | كل هذا حرير، هذه من سيام |
| Üzülerek söylemeliyim ki şu ana kadar Siyam hüznünü hiç bu kadar ciddiye almamıştım. | Open Subtitles | لكنّني محرجة لقول هذا قبل اليوم، لم أكن آخذ الحزن السيامي على محمل الجد |
| Hiçbir zaman Sivil savaşta birbirleriyle kavga eden Siyam ikizi büyük büyük amcalarım gibi olamayacağım. | Open Subtitles | ليس مثل أجدادي الكِبار التوأم السيامي الذين قاتلوا بعضهم في الحرب الأهلية |
| Çok sevimli, çok Siyam, çok gereksiz, çok kibirli... | Open Subtitles | منتفخ جداً سيامي جداً , متطلب جداً ملتصق جداً |
| Sanırım ortadaki Siyam ikizleri. Fakat emin değilim. | Open Subtitles | أعتقد انهم التوأمان السياميان في المنتصف، لكنّي لا استطيع التأكد |
| Siyam ikizlerini ayırdığım için ödül alıyorum. | Open Subtitles | سأحصل علي الجائزة الطبية لفصل التوائم السيامية |
| Malaya'dan gelen kestaneler, Siyam'dan gelen hint meşesi... | Open Subtitles | "خشب الكستناء من "مالاي "خشب الساج من "سايام |
| Bir adam bara girer ve şöyle der "Bir Siyam ikiziyle çıkıyordum ama sıkıldım." | Open Subtitles | رجل دخل إلى البار وقال: لقد كنت أواعد توأماً سيامياً لفترة ثم شعرت بالملل |
| Söylemiştim Siyam kedisi diye, Siyam ikizleri değil. | Open Subtitles | لقد قلت لك زي قطط سيامية وليس توأم قطط ملتصقة ببعضها |
| Erkek ve kadın organları olan Ruhsal Siyam ikizleri. | Open Subtitles | توأمان ملتصقان روحيًا مع أجزاء جسم نصف أنثى نصف ذكر. |
| Siyam kedisi biblosundan nefret ediyorum! | Open Subtitles | لا أريد المزيد من القطط الزجاجيه السياميه |