| Oh, lütfen. siyasal Bilimler Fakültesinden buraya kadar tüm yolu gelmişsiniz. | Open Subtitles | لا أرجوكِ لقد أتيتِ كل هذه المسافة إلى قسم العلوم السياسية |
| Haklarınızı sınırlamak istemedikleri için değil siyasal sonuçlarından korktukları için yapamıyorlar. | Open Subtitles | ليس لإنهم يريدون تحديد حقوقنا, ليس لأنهم خائفون من العواقب السياسية. |
| siyasal sistemimiz son 200 yıldır değişmeden kaldı ve bizden sadece bir monoloğun pasif dinleyicileri olmakla yetinmemizi bekliyor. | TED | لم يتغير نظامنا السياسي على مدار المئتي عام الماضية ويتوقع منا أن نكتفي بالاستماع السلبي لمنولوجه الداخلي |
| siyasal sistemimiz dönüştürülebilir ama devirerek, ya da tahrip ederek değil onun yerine İnternet'in şimdi bize sağladığı yeni araçlarla bağlantılar kurularak yapılabilir | TED | يمكن تغيير نظامنا السياسي ليس بتدميره وتخريبه بل بتجهيزه بالأدوات التي يؤمنها الإنترنت اليوم |
| Çoğu özgürlükçü ve anarşik siyasal görüşler arasında kalmış. Beni rahat bırakın! | TED | عدد منهم لديه رؤية سياسية في مكان ما بين التحرر والفوضى: اتركني وحيدا. |
| Belli bir siyasal eğilimi olmayan tek siyasi parti olmak istiyorduk. | TED | أردنا أن نكون الحزب السياسي الوحيد دون ميل سياسي معين. |
| Evet, kanalı değiştir. Kendimi siyasal olarak doğru görürüm. | Open Subtitles | نعم ، غير الإذاعة ، فأنا أعتبر نفسي مستقيم سياسياً |
| Felsefe, siyasal tarih ve ekonomi alanlarında doktorası var. | Open Subtitles | دكتوراهفىالفلسفهوالتاريخ السياسى و الاقتصادى |
| Cep telefonu, siyasal özgürlüklerini kazanmaya yarayan önemli bir araç olarak dünyanın pek çok tarafında, insanlar tarafından kullanılıyor. | TED | أعطت الهواتف النقالة الناس حول العالم أداة مهمة تمكنهم من اكتساب حُريتهم السياسية. |
| Ama siyasal sistemi, siyasi bir partinin karar alma mekanizmalarını kökten değiştirecek şekilde deliyorduk. | TED | لكننا اخترقناه بهدف إحداث تغيير بالطريقة التي يتبعها الأحزاب السياسية في صنع القرارا |
| Daha önceki siyasal bağlantısını açıklama tehdidinde bulundular. | Open Subtitles | وهددوه بفضح حبه السابق للفلسفة السياسية الماركسية |
| İnsanlığı ilgilendiren olayların akışı içinde, bir ulus, kendini bir başka ulusa bağlayan siyasal bağları koparmak ve doğa yasalarının ve Tanrı'nın... | Open Subtitles | في سياق حقوق الأنسان يصبح ضرورياً لشعب واحد حل العصابات السياسية التي لها علاقة مع الآخرين |
| Benim,siyasal bilimleri bitirdikten sonra, MBA'yı yapacağım. | Open Subtitles | علي أن أكمل الماجستير بعد الإنتهاء من دراستي السياسية |
| Ben, onun 22 yılllık siyasal tecrübesinden öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتعلم من خبرته السياسية التي تبلغ 22 سنة |
| Sosyal medya dünyasına girdiğimde gittikçe daha çok Mısırlının ülkede siyasal değişimi arzuladığını gördüm. | TED | في الوقت الذي تسجلت في مواقع التواصل الاجتماعي، بدأت أرى مصريين أكثر وأكثر يتوقون للتغيير السياسي في البلاد. |
| Şiddet ve suçun olmasının nedenlerinden biri de siyasal yozlaşma ve vatandaşları koruyacak merkezi hükûmetlerin eksikliğidir. | TED | كما أن أحد الأسباب في وجود العنف والجريمة هناك هو الفساد السياسي وتقصير الحكومات المركزية في حماية مواطنيها، |
| Şimdi, bu planda araştıralacak bir çok detay var, siyasal, pratiksel, etik, finansal. | TED | والآن هناك العديد من التفاصيل التي تم تركها من أجل استكشاف هذا المخطط تفاصيل سياسية وعملية وأخلاقية ومادية |
| Onun evliliklerinin nedeni bir tür siyasal ittifaktı. | Open Subtitles | كانت أحد أسباب زواجه العديدة لها أهداف سياسية متعلقة بالحليف |
| Ulusal haberlerdeki Watergate duruşmalarından, okulu bunu karşılayamadığı için projektör kiralamak zorunda kalan öğretmene kadar, Harvey, çok ciddi bir siyasal reformun gerekli olduğunu gördü. | TED | بدءاً بجلسات استماع ووترغيت على الأخبار الوطنية، إلى المُدرسة التي اضطرت لاستئجار جهاز عرض لأن مدرستها لم تستطع شراء واحد، رأى هارفي ضرورة لإصلاح سياسي. |
| siyasal karışıklıklar ve cevapsız sorular. | Open Subtitles | فوضى محرجة سياسياً وبعض الأسئلة المُعلقة |
| Muhammed öyle bir kişiydi ki, hayatının siyasal, askeri, sosyal, dinsel ve zihinsel boyutlarını bu gün yirminci yüzyılda bize en çok lazım olacak şekilde birleştirdi. | Open Subtitles | القدوة العظيمة محمد هو شخص من النوع الذى يمزج ما بين السياسى والعسكرى والإجتماعى والمتدين |
| Şimdi, çoğu siyasal bilimci bize tek parti sisteminin doğası gereği kendi kendini düzenlemede yetersiz olacağını söyler. | TED | الآن، سيخبرنا معظم العلماء السياسيين بأن نظام الحزب الواحد غير قادر بطبيعته على التقويم الذاتي. |
| -"Edebi, sanatsal, siyasal ya da bilimsel değeri cidden eksiltiyor mu?" | Open Subtitles | -هل يفتقد ذلك للقيم الأدبية والفنية والسياسية أو حتى العلمية الجادة"؟" |