|                Bu anlayışa göre Siz de en az bu insanlar kadar ihlalcisiniz.                 | TED |                 أي انت غدوت معتدٍ على الملكيات كما كانت هذه الطائرات كذلك سابقاً                 | 
|                Umarım Siz ve eşiniz burada güzel bir hafta geçirir.                | Open Subtitles |                 اتمنى ان تكون انت وزوجتك قد قضيتما اسبوع ممتع معنا                | 
|                Ben de sizinle çabalayacağım... çünkü Siz buradayken ruhunuz benim gözetimimde.                | Open Subtitles |                 و سأحاول معكِ .. طالما روحكِ تحت رعايتي بينما أنتِ هنا.                | 
|                Siz zeki adamlar bir yerde uzun süre kalmaktan hiç hoşlanmazsınız, değil mi?                | Open Subtitles |                 انتم ايها الشباب لاتحبون الاقامة لفترة طويلة في نفس المكان أليس كذلك ؟                | 
|                Siz iyi iş çıkardınız. Çoğu insan bu tahmini şansa bırakır.                 | TED |                 الآن, أحسنتم أيها الرفاق. معظم الناس يختارون بالصدفة في هذه المهمة.                 | 
|                Siz hiçbir şeyle kıyaslanamazsınız. En dangalak eşekten bile daha dangalaksınız.                | Open Subtitles |                 لا يوجد شئ يمكن مقارنته بكما أنتما أغبى من أغبى المغفلين                | 
|                Fakat 43 çiftçide geçidin anahtarı var. Siz iyi misiniz?                | Open Subtitles |                 ولكن هناك 43 مزارع لديهم مفاتيح البوّابات هل أنتَ بخير؟                | 
|                Bayan Didriksen, Siz önden gidin. Tanıdık biri var mı diye bakın.                | Open Subtitles |                 سيدة ديدركسون, أدخلى انت اولا, وانظرى حولك زابحثى ان كنت تعرفى أحد                | 
|                - Hiçbir şey yanına kar kalmaz. - Siz delisiniz.                | Open Subtitles |                 لا يمكنك ان تنجو من العقاب بأي شيء انت مجنون                | 
|                Aslında, eğer yanılmıyorsam bu sabah Siz de böyle bir kombinasyon giyiyordunuz.                | Open Subtitles |                 حقيقةً، لو انني لست مخطئا انت شخصياارتديت مزيج مثله هذا الصباح، فضيلتك                | 
|                Siz de biliyorsunuz ki, Bayan Daisy, yapanlar hep aynı kişiler.                | Open Subtitles |                 أنتِ تعلمين مثلي تماماً يا آنسة ديزي سيكون دائماً نفس الناس                | 
|                - Nick, Lexi neden Siz keman çalmıyorsunuz? Eskiden çalardık.                | Open Subtitles |                 كنا نفعل , لكن أنتِ تعرفين أمي كيف تعلم ؟                | 
|                Peki madem ki konuşmak istemiyorsunuz size şunu söyleyeyim Siz bir kontrol mayyağısınız.                | Open Subtitles |                 حسناً، لا تريدينني أن أتعاطف معك؟ سأكون فظاً إذاً أنتِ شخص مهووس بالسيطرة                | 
|                Siz beyazlar Afrika'yı terk ettiğinde de siyahlar siyahlarla savaşacak.                | Open Subtitles |                 ثم بين السود والسود عندما تغادرون انتم البيض أفريقيا نهائياً                | 
|                Bu nedenle domuz gibi hissetmelisin. Siz erkekler beni hasta ediyorsunuz.                | Open Subtitles |                 لهذا السبب يجب ان تشعر بانك خنزير انتم الرجال تجعلوني أمرض                | 
|                Teşekkür ederim Doktor Bey. Siz birçok şeyi anlamamı sağlıyorsunuz.                | Open Subtitles |                 شكراً أيها الطبيب ، إنك تجعلنى أفهم الأشياء بطريقة ما                | 
|                Siz buraya gelerek onu ihlal etmediniz, ama burada kalsaydınız yapabilirdiniz.                | Open Subtitles |                 أنتما لم تنتهكا هذا بدخولكما هنا لكن يمكنكما إذا غادرتما هنا                | 
|                Ve Siz de konuşmayı reddettiğiniz için sizi şüpheliler arasından çıkaramıyorum.                | Open Subtitles |                 و أنتَ ترفض التحدّث إلينا لذا لا يمكنني استبعادك كمشتبه به                | 
|                Siz beylerin de kendinizi savunmak için sertçe karşı koyduğunuzu.                | Open Subtitles |                 وانتم يا رفاق تعاركتم معه بشكل صارم دفاعًا عن النفس                | 
|                Siz iki yağ çubuğu eyalet sınırının ötesinde on saniye bile geçiremezsiniz.                | Open Subtitles |                 انتما يا مغفلان لن تعيشا عشْرة ثواني على خَط المقاطعة أوه، حقاً؟                | 
|                Sadece şu an Siz Glenn Gould'un piyano çalan vücudu içindesiniz ve parmaklarınız kararları veriyor gibi hissediyorsunuz ve bütün süreç boyunca hareket ediyorlar.                 | TED |                 عدا أنك داخل جسد جلين جولد و تقوم بالعزف, و تشعر و كأن أصابعك هى التى تتحرك من تلقاء نفسها خلال عملية العزف كلها.                 | 
|                Çünkü Siz bir --- Ne olduğunuzu biliyorsunuz. Tutkunuzu takip etmeye korkuyorsunuz.                 | TED |                 إنه بسبب أنكم تعلمون ماذا تكونون أنتم تخافون من السعي نحو شغفكم                 | 
|                İzin verin, sizleri, özellikle de Siz gençleri, seçtiğiniz bu yolda, gidebildiğiniz kadar ileri gitmeniz konusunda teşvik ederek başlayayım.                 | TED |                 لذا دعوني أبدا بحثكم و خصوصا على الجانب الشاب منكم على هذا الطريق الذي اخترتم لتذهبوا إلى أبعد ما يمكن                 | 
|                Siz iki salağın hapisten kaçmak için yeterli olduğunuzu sanmıyorum.                | Open Subtitles |                 لا أعتقد أنكما كنتما غبيان بما يكفي للهروب من السجن.                | 
|                Demek istediğim... Siz afacanlar çarşafın altında boş durmuyordunuz, değil mi?                | Open Subtitles |                 يارفاق دائماً تقضون أوقات رائعة في كتابة الأوراق , صحيح ؟                | 
|                Evet. Polis Siz ve o ..kayıp kız hakkında sorular sordu.                | Open Subtitles |                 نعم ، كانت الشرطة هنا يسألون عنك وعن تلك الفتاة المفقودة                |