| Phoebe baharatları halleder, ve ben de yeşil soğanları keserim. | Open Subtitles | فيبي، أيمكنك صنع التوابل، وأنا سأُقطِّع البصل الطويل |
| Neden soğanları sadece köfte-ekmeklerle birlikte vermiyoruz? | Open Subtitles | لمـا لا نضع البصل فوق قطعة اللحم و حسب ؟ |
| soğanları doğramaya başlamışsındır diye düşünüyordum, en azından fırını ısıtabilirdin. | Open Subtitles | حسنا ، ظننت بأنكِ ستبدأين في تقطيع البصل أو على الأقل تسخين الفرن |
| Biraz baharat ekledik ve soğanları üstüne de ıspanağı. | Open Subtitles | فقط قمت بإضافة بعض التوابل. و من ثم أضفنا البصل و السبانخ. |
| Peynirli bir hamburger, jambonla beraber üzerinde yağlı soğanları olan bayat ketçap için. | Open Subtitles | لتشيز برجر مع لحم الخنزير المقدد مع حلقات البصل باضافة الكاتشب عليها |
| Şimdi sordun da... soğanları o kadar ince doğramana gerek var mı? | Open Subtitles | الآن تسأل هل ستقطع البصل لشرائح رفيعة هكذا ؟ |
| Birisi kızarmış soğanları üstüne koyardı | Open Subtitles | شخص ما من شأنه أن يضع البصل المقلي على رأس |
| - soğanları ve eti içine koy. | Open Subtitles | . ضع البصل ولحم الخنزير المقدد فيها |
| - soğanları okula bırakır mısın? | Open Subtitles | من فضلك هلاّ قمت بأخذ ... هذا البصل و توصله إلى المدرسة ؟ . نعم |
| soğanları, zeytin ağacının etrafına dikti! | Open Subtitles | زرع البصل تحت شجر الزيتون مباشرةً |
| Bugünse mutfakta soğanları doğramana yarar. | Open Subtitles | لذا لا تستعمليها فى المطبخ من اجل البصل |
| Bana yeşil soğanları getir, olur mu? | Open Subtitles | أجلب لي البصل الأخضر , أيمكنك ذلك؟ |
| Tabi, şimdi soğanları da sipariş edebiliriz. Sabrina soğanlardan nefret eder. | Open Subtitles | بالطبع، الآن نستطيع أن نطلب بالبصل - سابرينا) تكره البصل) - |
| - Ama bence kasten yaptın ve yine bence bifteğime lanet soğanları da kasten koydun. | Open Subtitles | -حسناً، أعتقد أنك قصدتي هذا و أعتقد أنك أيضاً قصدتي أن تضعي شرائح البصل اللعينة على قطعتي |
| soğanları kesmekten korkmayan adam. | Open Subtitles | بل رجل لا يخاف من تقطيع البصل. |
| Püf noktası soğanları az pişirmek. | Open Subtitles | السر هو في عدم طبخ البصل تماماً. |
| Sanırım soğanları saç yağında kızartıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قاموا بقلي البصل في زيت شعر. |
| Bu çıtır soğanları nasıl bu kadar çıtır yapabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تبقين البصل المبشور مبشورًا هكذا؟ |
| Harika. Ben soğanları doğrarım. | Open Subtitles | ـ تمام, عظيم, سأبدأ بتقطيع البصل. |
| O soğanları doğrayacak mısın, Tai masajı mı yapacaksın? | Open Subtitles | هل تقطعينَ هذه البصلات أم تجرين لها مساجاً تايلاندياً؟ |
| soğanları at. | Open Subtitles | يستثنى من الجميع |