| Ve güneş çoğu materyali bu soğutma etkisini kaybedecek şekilde ısıtır. | TED | والشمس ترفع درجة حرارة معظم المواد بما يكفي لإبطال تأثير التبريد. |
| Bayan Moore, soğutma tünellerinde bana eşlik etmek ister misiniz? | Open Subtitles | السيدة موور، ما رأيكِ أن ترافقيني إلى أنفاق التبريد ؟ |
| Bu işe yararsa, o zaman soğutma sisteminin tamirini anlatabilirim. | Open Subtitles | لو نجح هذا ، فيمكنني إرشادك لتعيد تشغيل أنظمة التبريد |
| Efendim, patlama sonarın soğutma sistemi üzerindeki birkaç boruya zarar vermiş. | Open Subtitles | يا سيدي، انفجار الطوربيدة أضرّ بعدة أنابيب في مزلق تبريد السونار |
| Birisi, merkez soğutma sistemini bu seviyede tekrar başlatmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لأحدهم تشغيل نظام التبريد المركزي في هذا الطابق ؟ |
| Bu şey soğutma sistemi çökmeden birkaç dakika önce gelmiş. | Open Subtitles | لقد وصل هذا بالبريد قبل دقائق من انهيار نظام التبريد |
| Bazı dosyalarda soğutma sistemine saldıran bir virüs varmış. Şu propi... | Open Subtitles | بعض الملفات إحتوت على فايروس هاجم نظام التبريد بشيء يدعى بروبسلوكسـ |
| Birisi, merkez soğutma sistemini bu seviyede tekrar başlatmış olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لأحدهم تشغيل نظام التبريد المركزي في هذا الطابق ؟ |
| Beyler, soğutma odasının sonuna doğru bir çıkış kapısı var. | Open Subtitles | يا رفاق، هناك باب في نهاية الممشى عند غرفة التبريد. |
| Ve bu Londra'daki St. Paul katedralinin yanında bulunan bir elektrik trafo merkezi için bir çift soğutma kulesi. | TED | وهذا هو زوج من أبراج التبريد لمحطات الكهرباء بجانب كاتدرائية سانت بول في لندن. |
| Bir mağazadaki en büyük üç enerji tüketimi ısıtma ve iklimlendirme, sonra ışıklandırma ve en son da soğutma. | TED | اكبر 3 استخدامات للطاقة في المحال كانت : التسخين وتكييف الهواء ، ثم الإضاءة ، وبعدهم التبريد. |
| soğutma sistemleri, günümüzde harcadığımız elektriğin %17'lik kısmına denk geliyor. | TED | تمثل أنظمة التبريد اليوم إجمالًا 17 بالمائة من استهلاكنا للكهرباء على مستوى العالم. |
| Bunu kanıtlayarak gerçekten de bu soğutma sisteminin verimliliğini %12 kadar geliştirebileceğimizi gösterdik. | TED | في ذلك العرض، أوضحنا أن بإمكاننا بالفعل تحسين كفاءة نظام التبريد هذا بما يكافئ 12 بالمائة في الحقل. |
| ikinci olarak, işlevsel olmaları için tonlarca enerjiye ihtiyaçları var çünkü cam ile yapılan kaplama şekli içeride ısı yaratıyor ve sonra da çok soğutma gerektiriyor. | TED | ثانيا، أنهم بحاجة إلى كم هائل من الطاقة للعمل بسبب علاج البشرة مع الزجاج الذي يخلق الحرارة في الداخل ومن ثم تحتاج إلى الكثير من التبريد. |
| O zamandan beri lazer soğutma işlemi daha düşük sıcaklıklara inebilecek kadar gelişmiştir. | TED | منذ ذلك الحين، تطورت تقنية التبريد بالليزر للحصول على درجات برودة أقل. |
| aslında değillerdir. Üstelik soğutma ihtiyacından bile bahsetmedik. | TED | كل هذا ولم نذكر حتى الان احتياجات نظام التبريد. |
| ayrıca daha iyi aydınlatma ve ofis malzemesiyle üçüncü olarak maksimum soğutma | TED | بالإضافة إلى اعادة تصنيع أضواء ومعدات مكتبية أفضل تخفض أقصى حمل تبريد إلى الثلث. |
| Bunu yapmak için burada gördüğünüz gibi sıvı soğutma panelleri yaptık. | TED | لعمل ذلك، أنشأنا ألواح تبريد بالسوائل، مثل تلك المعروضة هنا. |
| Sonuç olarak, elektrik gerektirmeyen bir soğutma sistemi inşa edebiliriz. | TED | وفي النهاية، قد نتمكن بالفعل من إنشاء نظام تبريد لا يحتاج لأي تغذية كهربائية على الإطلاق. |
| soğutma ünitesini kontrol etmeliyiz, çünkü sıcaklık şeyi çoktandır bok gibi. | Open Subtitles | كما يجب أن نفحص المبرد لأن درجات الحرارة أصبحت لعينة |
| Gücümün %60'ını soğutma için kullanıyorum, korkarım umduğum kadar etkili olmadı. | Open Subtitles | لقد حولت 60 بالمائة من جهدي للتبريد و لكن أخشى أنها ليست فعالة كما كنت آمل |
| Merkezi soğutma ve ısıtma. İtalyan mermer zemin ve granit tezgah. | Open Subtitles | تكييف مركزي وتدفئة, أرضيات رخام أيطالي و , قواطع من الغرانيت. |
| Sol pencerenizden baktığınızda, Vance soğutma'yı görebilirsiniz. | Open Subtitles | انظروا للنافذة اليسرى و سترون ثلاجة فانس |
| Kendine ait elektrik santraline, mazotla çalışan jeneratörlere, havalandırma sistemine ve bilgisayarın içindeki binlerce vakum tüpünü soğutmak için soğutma kulelerine ihtiyacı vardır. | TED | وهو متصل بمولد للكهرباء خاص به يحتوي على مولدات ديزل ضخمة، ومعدات تبريد ، وأبراج تهوية يحتاجها الجهاز لتبريد الالاف من الصمامات الثنائية في الكمبيوتر. |
| Ayrıca, ben oyumu kullandım ve her zaman birkaç şarap soğutma kovasından ve akılsız olanlardan yana oluştu. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك, عندما أقوم بحركتي أنها عادة تتضمن القليل من مبردات النبيذ .و الإنعدام التام للرقة |
| Bu personel koğuşlarının ana soğutma kanalı. | Open Subtitles | هذه أنابيب التهوية والتبريد الرئيسية من أجل ثكنات الأفراد |
| soğutma sakın, çünkü soğuk domuz ayağı bok gibi oluyor. | Open Subtitles | و لا تدعي الأكل يبرد كرات اللحمة بارده مقززه كالهراء |