| Kocan eve dönene kadar soğuyacak olmaları kötü. Nerede o? | Open Subtitles | من السيئ أنه سيبرد قبل عودة زوجكِ للمنزل أين هو؟ |
| Çünkü, ister inanın ister inanmayın, bu odadaki herkes nefes almayı bırakacak, soğuyacak ve ölecek. | Open Subtitles | لأنه، و صدقوا أو لا تصدقوا كل واحد مننا في هذه الغرفة سيتوقف عن التنفس في يوم ما، سيبرد و يموت |
| Lütfen beni beklemeyin. Başlayın, yemeğiniz soğuyacak. | Open Subtitles | أرجوكم لا تنتظروني ليبدأ الجميع، الأكل سيبرد |
| Güneş, en sonunda, dört ya da beş milyar yıl sonra nükleer yakıtını tükettiğinde gazı soğuyacak ve basıncı düşecek. | Open Subtitles | حينما تستهلك الشمس وقودها النووي بشكل كامل بعد أربعة أو خمسة مليار سنة من الأن غازها سوف يبرد والضغط سينخفض |
| Sıcaklık düşmeye başladı bile aniden daha da çok soğuyacak. | Open Subtitles | بدأت الحرارة بالأنخفاض بالفعل سوف يبرد بسرعة |
| Bayanlar ve baylar, yörüngeye devasa bir ayna yerleştirdim böylece Güneş ışınlarının yüzde 40'ını yansıtacak ve Dünya soğuyacak. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، لقد وضعت مرآة عملاقة في مدار حول الأرض و هي ستعكس 40% من أشعة الشمس وبالتالي الأرض ستبرد, شاهدوا |
| Şimdiden sert esiyor ve daha da soğuyacak. Eğer aşırı bir şey yapmazsak öleceğiz. | Open Subtitles | إنها دون الصفر و تصبح أكثر برودة نحن سنموت مالم |
| Hava öyle soğuyacak ki bir kaç saniye de donabilirsin. | Open Subtitles | الهواء سيكون بارداً لدرجة انك سوف تتجمد بسرعه |
| Tamam, ama oyalanma.Yemeğin soğuyacak. | Open Subtitles | أجل، لكن لا تتأخر، سيبرد الطعام |
| Sütün soğuyacak ama artık ısınıyor. | Open Subtitles | سيبرد الحليب ولكنه يزداد دفئاً الآن. |
| Bunu mutlaka yemelisin. soğuyacak. | Open Subtitles | وأنت حقاً يجب أن تأكلى سيبرد الأكل |
| Bu akşam yemek soğuyacak, adi herif. | Open Subtitles | العشاء سيبرد الليلة ، أيها الوغد |
| Anne, çayın soğuyacak. | Open Subtitles | أمي سيبرد الشاي |
| Kadın da ona, "Yumurtanı ye. soğuyacak." diyor. | Open Subtitles | فتقول له كل البيض سيبرد |
| Yemeğini ye, soğuyacak. | Open Subtitles | كلي غداءك، وإلا سيبرد |
| Yemeğini ye, George. soğuyacak. | Open Subtitles | تناول طعامك يا جورج قبل أن يبرد |
| Hava Fransa için soğuyacak olursa beni çekmeden çıkaracaklar ve evleneceğim. | Open Subtitles | وعندما يبرد الطقس في "فرنسا" سيخرجوني وسأتزوج حينها. |
| Otursana, çorba soğuyacak. | Open Subtitles | اجلسوا لقد بدأ الحساء يبرد |
| - Ye, soğuyacak. - Ah, evet. yiyem hadi. | Open Subtitles | كلو قبل ان يبرد الاكل كلو هيا |
| Hadi beyler, hamburgerler soğuyacak. | Open Subtitles | تعالوا يا أولاد، ستبرد الشطائر. |
| Kalın bir mont al. Buralar bayağı bir soğuyacak. | Open Subtitles | أحضر معطفاً دافئاً فالمكان سيصبح أشدّ برودة هنا |
| Güneş battığında soğuyacak. | Open Subtitles | سيكون بارداً بعد الغروب |
| Arjun'la cehenneme git. Bunu yap, yoksa soğuyacak. | Open Subtitles | اللعنة على آرجون ــ تناول هذه قبل أن تبرد |
| Birazdan burası fena soğuyacak! | Open Subtitles | بدأ يشتد البرد فعلاً هنا! |