| Sol omuz ya da kürek kemiği altından ya da kaburgalar arası boşluktan akciğerlere. Böylece katil daha az solüsyon kullanabilmiş. | Open Subtitles | أو الرئتين ، أو الفراغات التي بين الضلوع مما مكَّن القاتل من استخدام كمية أقل من المحلول |
| Sana da bulaşmışsa solüsyon siyaha dönecek. | Open Subtitles | إن كنت مصاباً بالعدوى، فسيتحوّل المحلول للون الأسود. |
| Bu bulanık solüsyon bahse girerim tüm kurbanların dolaşım sisteminde bulduğumuz zengin potasyum bileşimi içeriyordur. | Open Subtitles | أراهن على هذا المحلول الغائم هنا يحتوي على مركب غني بالبوتاسيوم الذي وجدناه في دم كل الضحايا. |
| Buna laudanum diyorlar, afyon ve alkolden bir solüsyon. | Open Subtitles | ما تلك؟ يطلقون عليه الأفيون محلول من الأفيون والكحول |
| Umbilikal damara kilo başına 20 cc salin solüsyon vereceğiz. | Open Subtitles | نحقن 20 سم مكعب محلول ملحي لكل كيلو في الوريد السُري |
| Yaprakları bir dizi teknede su ve idrar gibi katalizörlü solüsyon içine batırırdık. | Open Subtitles | وننقع الاوراق في مجموعة من الاحواض في محلول الماء ومادة مثل البول |
| Ona metal bir solüsyon verdik, tıpkı dediğin gibi ama ne ona ne de diğer kurbanlara görünürde bir etkisi olmadı. | Open Subtitles | ،قمنا بذلك بمحلول معدني، كما اقترحت تماماً لكنه لم يبدو مفيداً لنقص المعادن لديه ولدى الضحايا الآخرين |
| Akciğerler kendi başına nefes alırken solüsyon devreye giriyor ve iyileşmelerine yardım ediyor. | Open Subtitles | و عندما تعود الرئه فى التنفس بنفسها سيجد المحلول طريقه للدخول داخلهم و يساعدهما فى الشفاء |
| solüsyon hiçbir işe yaramıyor. | Open Subtitles | المحلول لا يبدو أنهُ يجعله أفضل حالاً |
| Lensleri çıkar. solüsyon nerede? | Open Subtitles | أخرجيهم أين هو المحلول الخاص بهم؟ |
| solüsyon bu yaratıkları kendi alanlarında durduruyor. | Open Subtitles | هذا المحلول يوقف هذه الأشياء عن مسارها. |
| Mavi solüsyon eşyalarını aldın mı? | Open Subtitles | هل احضرت متطلبات المحلول الأزرق؟ |
| Mavi solüsyon malzemelerini yine unuttun. | Open Subtitles | لقد نسيت مجدداً مكونات المحلول الأزرق |
| Maxwell'den alınan numuneye, bağlayıcı solüsyon ekliyorum. | Open Subtitles | لقدأخذتعينةًمستخرجةمن"ماكسويل" وأضيف عليها محلول ربط |
| Senin hikâyene gelirsek sadece %7'lik bir solüsyon olduğundan emin misin? | Open Subtitles | بما أنك بطل القصة أمتأكد أنه مجرد جرعة محلول بنسبة 7% ما أخذتها؟ |
| Senin hikâyene gelirsek sadece %7'lik bir solüsyon olduğundan emin misin? | Open Subtitles | بما أنك بطل القصة أمتأكد أنه مجرد جرعة محلول بنسبة 7% ما أخذتها؟ |
| Gidip bir ampul şırınga al, Mr.Benton'ın burun deliklerinden birine izotonik solüsyon sık. | Open Subtitles | جديانبوبةاختبار, ضعي محلول منعش في خياشيم السيد (بينتون) |
| Salin solüsyon eklendi. | Open Subtitles | التي علقت في محلول ملحي، |
| Tuzlu bir solüsyon. | Open Subtitles | انه محلول سالين لا تقلقي . |
| Bana depo duvarlarındaki painite mineralleri ile hızlı bir şekilde reaksiyona giren bir tür solüsyon enjekte etti. | Open Subtitles | لقد حقنني بمحلول ما الذي يتفاعل بعنف مع البينايت الموجود في حوائط المستودع |