| Saldırgan solakmış ve tek tarafı keskin bir bıçak kullanmış, birçok yerinden ve kendini savunurken yaralanmalar olmuş. | Open Subtitles | القاتل أعسر ، استخدم سكين ذات شفرة واحدة جروح داخلية متعددة وصدمة عصبية |
| Saldırgan solakmış ve tek tarafı keskin bir bıçak kullanmış, birçok yerinden ve kendini savunurken yaralanmalar olmuş. | Open Subtitles | "القاتل أعسر ، استخدم سكين ذات شفرة واحدة" "جروح داخلية متعددة وصدمة عصبية" |
| Dediğiniz gibi solakmış. | Open Subtitles | وكان أعسر في الواقع. |
| Yani o katil solakmış. | Open Subtitles | محزوزٌ على اليمين، مما يعني أن ذلك القاتل كان أعسراً. |
| Ve sol tarafındaki yaralara göre, büyük ihtimalle katil solakmış. | Open Subtitles | و بالنظر إلى أن الإصابات كانت على الجهة اليمنى أغلب الظنّ، أنه كان أعسراً. |
| Kurban solakmış. | Open Subtitles | الضحية كان أشول |
| solakmış. | Open Subtitles | إنه أشول |
| Yani saldırgan solakmış. | Open Subtitles | مّما يعني بأنَّ المطلقَ أيسر |
| -Bunu yazan solakmış. | Open Subtitles | الشخص الذي كتب هذا أعسر |
| Yani solakmış. | Open Subtitles | و هذا يعني بأنه أعسر |
| Dediğiniz gibi solakmış. Tıpkı bu adam gibi. | Open Subtitles | فعلاً كان أعسراً كهذا الرجل |
| solakmış. | Open Subtitles | إنه أشول |
| Adam solakmış. | Open Subtitles | و هو أيسر |