| Merdiven sahanlığının üstünde, Solundaki ilk kapı. | Open Subtitles | الباب الأول على يسارك في الجزء العلوي من الهبوط. |
| Motoru çalıştırmanın zamanı Solundaki kırmızı düğmeye bas. | Open Subtitles | الآن الوقت مهيئ لبدء المحرّك بضغط على الزر الأحمر إلى يسارك |
| Güzel, güzel. Solundaki ikinci bina. Sinyalin yanılma payı kuzeydoğu ucundan artı eksi üç metre. | Open Subtitles | جيد جيد إنها في البناء الثاني على يسارك تبعد الإشارة ثلاثة أمتار عن الزاوية الشمالية الشرقية |
| Bejski'nin Solundaki adamı, sonra da sağındaki adamı vurmuş. | Open Subtitles | وقتل من كان على يسار بيجيسكي ثم الذي على ييمينه |
| Bejski'nin hem sağındaki hem de Solundaki adamları vurmuş. | Open Subtitles | وقتل من كان على يسار بيجيسكي ثم الذي على ييمينه |
| Fabrikanın Solundaki fırını gördün mü? | Open Subtitles | هل ترين حائط الورشه ؟ خلفى إلى يسار المصنع؟ |
| Her Sparta'lı Solundaki silah arkadaşını kalkanını boyun hizasına kadar kaldırarak korur. | Open Subtitles | كل إسبارطى يحمى الرجل الذى على يساره من الفخذ وحتى الرقبة بمساعدة درعه |
| Eper bir bayan oturmak isterse bir centilmen Solundaki ilk sandalyeye yaklaşmalı sandalyenin gerisinde durmalı ve... | Open Subtitles | إذا أرادت السيدة الجلوس واحد من السادة, الأول من على يسارها عليه أن يأتي ويقف خلف... |
| Sarah'a ulaşman için en hızlı yol Solundaki merdivenlerdir. | Open Subtitles | إصعد السلم الموجود على يسارك لتصل سريعا لسارة |
| Sağında Solundaki adamları korumak. | Open Subtitles | حامياً الرجل الذي على يسارك والذي على يمينك |
| - Üç kere sola dön, sonra sağa ve sola. Solundaki kapı. | Open Subtitles | التف الى اليسار ثلاث مرات ثم الى اليمين ثم الى اليسار مجددا الباب الثالث على يسارك |
| Bağırırsan seni sazan gibi deşerim sonra beş adım Solundaki trene atlarım. | Open Subtitles | ، إن صرخت سأنقض عليك مثل سمك الشبّوط . وسأصعد إلى القطار يسارك على بعد خمس خطوات |
| Tamam onu görüyorum, Solundaki üst sokakta. | Open Subtitles | حسناً، انا أراهُ، انهُ على بُعدِ شارع ألى يسارك |
| Eminim Solundaki adam Interpol tarafından aranıyordur. | Open Subtitles | . أنا متيقنة بأن الرجل الذي كان على يسارك مطلوب للإنتربول |
| Tabağının Solundaki gümüş şeyin adı çatal. | Open Subtitles | هذا الشيء الفضي على يسار طبقك ، يسمى شوكة |
| Beş köşeli yıIdızla, kan otu kavanozunun Solundaki. | Open Subtitles | إنها التي إلى يسار القناع المخيف؟ وزجاجة جذور الدم |
| Lastik izlerinin Solundaki kan damlaları devriye arabasının sürücü tarafında durduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | قطرات دم على يسار الأثر تضعه على جانب سيارة الإرسال |
| Sen de dolabının Solundaki siyah takımları mı yoksa birbiriyle aynı sağ taraftaki takımları mı giyeceksin? | Open Subtitles | وأنت سترتدي الحلّة السوداء التي في يسار خزانة ملابسك أم الحلّة السوداء المماثلة على اليمين؟ |
| Birinci üs, dağıtıcının Solundaki ilk koltuk. Galiba doğru yere geldik. | Open Subtitles | قاعدة أولى، مقعد أول يسار الموزّعة، أظنني في المكان الصحيح. |
| Köprünün Solundaki modern bina. | Open Subtitles | إنها البناية الحديثة إلى يسار الجسر |
| Solundaki genç adam ki onun aksine sessiz duran, ve hep yumrukları ile konuşur, onu "Çocuk" diye çağırırlar. | Open Subtitles | الشاب الوقف على يساره, الذي يدعى قبضته تتولى كل الكلام. يسمونه , بالفتى, |
| Eğer bir bayan oturmak isterse beyefendilerden biri, Solundaki sandalyeye yanaşmalı ve hanımefendinin arkasında durmalıdır. | Open Subtitles | إذا أرادت السيدة الجلوس واحد من السادة, الأول من على يسارها عليه أن يأتي ويقف خلف... |