| - Cevapların o sayılarda olduğu kesin. - Ama somut bir şey yok. | Open Subtitles | أنا واثقة أنّ السرّ بالأعداد، لكن لا شيء ملموس عدا ذلك |
| Bir sürü isim, yakından geçmeler, yanıltmalar ama somut bir şey yok. | Open Subtitles | كلها أسماء لظلال والتسربات لكن لا شيء ملموس |
| Yine de o gece Richmond'ın o arabada olduğuna dair somut bir şey yok. | Open Subtitles | لاتزالين بدون شيء ملموس يضع ريتشموند في السيارة في تلك الليلة. |
| Bunların hepsi mecazi. Ateş hariç o somut bir şey. | Open Subtitles | كل كلامي مجازي، عدا النار، فهي حقيقية حرفيًا. |
| - somut bir şey. - Ne gibi? | Open Subtitles | شيئ مثل الخرسانة حسنا، مثل ماذا؟ |
| Will'in bize daha somut bir şey vermesi şart. | Open Subtitles | يجب أن يقدّم لنا "ويل" شيئاً ملموساً. |
| Dedektif, en kısa sürede somut bir şey gelişme olursa size şahsen haber vereceğim. | Open Subtitles | في اقرب وقت سنحصل علي شئ ملموس ايها المحقق انا اخبرك... شخصيا. |
| Daha somut bir şey... | Open Subtitles | إنه يتحدث عن شيء ملموس للغاية. |
| Ama somut bir şey bulamıyoruz. | Open Subtitles | لكن لا يُمكننا العثور على أى شيء ملموس |
| Ama somut bir şey bulamıyoruz. | Open Subtitles | لكن لا يُمكننا العثور على أى شيء ملموس |
| Kaynaklarıma göre ona somut bir şey sunmamış. | Open Subtitles | تقول مصادري إنه لم يعطه أي شيء ملموس |
| somut bir şey elde edersek Neal'a söylerim | Open Subtitles | بمجرد أن يكون لدينا شيء (ملموس حينها سأخبر (نيل |
| Bertram'a verebileceğim somut bir şey var mı peki? | Open Subtitles | أهناك شيء ملموس أستطيع أن أقوله لـ(بيرترام)؟ |
| Bunların hepsi mecazi. Ateş hariç o somut bir şey. | Open Subtitles | كل كلامي مجازي، عدا النار، فهي حقيقية حرفيًا. |
| - somut bir şey. - Ne gibi? | Open Subtitles | شيئ مثل الخرسانة حسنا، مثل ماذا؟ |
| Will'in bize daha somut bir şey vermesi şart. | Open Subtitles | يجب أن يقدّم لنا "ويل" شيئاً ملموساً. |
| Konsepte uygun somut bir şey... | Open Subtitles | شئ ملموس متعلق بالمفهوم |
| Halen Garabedian konusunda çalışıyoruz. Fakat, henüz somut bir şey yok. | Open Subtitles | لازلنا نعمل مع (غارابيديان) ولكن لا شئ ملموس |