| Fakat bunun bir de olumsuz yönü var, konuşmamın son kısmını bundan bahsetmek istiyorum. | TED | و لكن هناك جانب مظلم لهذا و هذا ما أريد أن أتحدث عنه في الجزء الأخير من حديثي |
| Sana son kısmını kırpmak şartıyla 4 kağıt veririm... ama müşterilerim bundan hoşlanmaz. | Open Subtitles | سأعطيك أربع مائة، لأني سأقص الجزء الأخير وزبنائي يريدون نسخاً غير مقصوصة |
| son kısmını buradan çıkarken söylemek daha uygun kaçabilirdi. | Open Subtitles | و مع الجزء الأخير كان على أن أرحل من هنا |
| Yoksa deneyin son kısmını gerçekleştiremem. | Open Subtitles | لن نكون قادرين على إجراء الجزء الأخير من تلك التجربة |
| Yayılmanın son kısmını çoğu hesaba katmayı unutur: eğer her şeyi, her şeyden ayırıp hepsine otomotiv altyapı kazandıracaksanız, manzaranız bu şekilde görünmeye başlar. Buradaki asıl mesaj şu, | TED | الجزء الأخير من التمدد والذي لا يؤخذ في الحسبان: إذا كنت ستُباعِد بين كل شيء، وتصل بينها فقط بوسائل المواصلات الحديثة، فسيكون لديك هذا المنظر. |
| son kısmını tam duymadım, ama galiba önemli bir şeydi. | Open Subtitles | لم أتمكن من سماع الجزء الأخير" "لكنه بدا في غاية الأهمية |
| Konuşmanın son kısmını duymamış gibi yapacağım. | Open Subtitles | أنا ستعمل أدعي أنني ألم وأبوس]؛ ر أبوس]؛ نسمع أن الجزء الأخير. |
| son kısmını ben uydurdum. | Open Subtitles | الجزء الأخير كان أنا |
| Şu son kısmını. | Open Subtitles | - الجزء الأخير - |