| Kız kardeşlerimi, takım arkadaşlarımı sorguluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستجوبون أخواتي وزملائي في الفريق |
| - Ne? - Gözcüler ve Windmark burada. Şu an Hastings'i sorguluyorlar. | Open Subtitles | الملاحظون و (وِندمارك) هنا يستجوبون (هيستنغز) الآن. |
| - Şu anda bir şüpheliyi sorguluyorlar. - O kim? | Open Subtitles | الآن هم يستجوبون شخص مشتبه به - ومن هو؟ |
| Dürüstlüğümden şüphe ediyorlar, onurumu sorguluyorlar. | Open Subtitles | كل الإحترام والتقدير يشككون في أمانة يجادلون في شرفي |
| Entelektüel itibarımı ne tartışıyor ne de sorguluyorlar buradaki küçük adamı da bence çok pofuduk bulacaksın. | Open Subtitles | انهم لا يجادلون و لا يشككون بسُلطتي الفكريّة وهذا الصغير هنا اعتقد انكِ ستجدينه رائعاً لأبعد درجة |
| Önemli durumlarda, sorguluyorlar ama arkasından birşey gelmiyor. | Open Subtitles | ، عندما تحدث عملية كبيرة يستجوبوه ولكن لا يمسكوا عليه شيئاً |
| Şu an onu sorguluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستجوبوه الآن |
| Chappelle ve Johnson onu sorguluyorlar. | Open Subtitles | شابيل) و(جونسون) يستجوباه) |
| Ama bazı yerel dedektifler onu sorguluyorlar ve o kadar emin değiller. | Open Subtitles | ولكن هناك بعض محققى المدينة يستجوبونه الآن , وهم غير متاكدين |
| Yüzbaşı Leland Stottlemeyer ve Teğmen Randy Disher şüphelilerini sorguluyorlar. | Open Subtitles | ... ( النقيب ( ليلاند ستوتليميار ) و الملازم ( راندي ديشر يستجوبون المشتبه به لدي الكثير من الزبائن |
| Tanıdığım en başarılı insanlar kendilerini sorgulamıyorlar fakat fikirlerini ve bilgilerini yoğun olarak sorguluyorlar, düzenli olarak sorguluyorlar. | TED | لكن الأشخاص الأكثر نجاحاً الذين أعرفهم لا يشككون في أنفسهم، ولكن يتساءلون بشدة، ويتساءلون بانتظام عن أفكارهم وعن معرفتهم. |
| Balistik sonuçlarımı mı sorguluyorlar? | Open Subtitles | إنّهم يشككون في صحة تقرير المقذوفات خاصتي! |
| - Tahminimce onu sorguluyorlar. | Open Subtitles | -تخمينى أنهم يستجوبوه |
| Chappelle ve Johnson onu sorguluyorlar. | Open Subtitles | شابيل) و(جونسون) يستجوباه) |