| Aman Tanrım! Sen sormadan söyleyeyim. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل , لا أستطيع القيام بالإجراء |
| Sen sormadan söyleyeyim ayrıca, aileye zıt yönde bir eşleşme çıkarsa diye DNA testi yapıyoruz. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل, إننا نُجري اختباراً للحمض النووي لتأكيد الهوية تطابق عائلي مع الأبوين |
| Sen sormadan söyleyeyim: Hayır, ayıların otobüste ne işi var bilmiyorum. | Open Subtitles | مثل اصطدام حافلة وقبل أن تسأل.. |
| Tatlım sormadan söyleyeyim, annenin yerini bilmiyorum. | Open Subtitles | يا عزيزي، قبل أن تسأل لا أعلم عن مكان والدتك |
| Ve siz sormadan söyleyeyim. Birlikten herhangi bir kızla yakınlığım olmadı. | Open Subtitles | و قبل أن تسأل لم أكن على مقربة من أي فتاة من الجمعية |
| sormadan söyleyeyim, tapadaki maddeyi teşhis ettim. | Open Subtitles | قبل أن تسأل ...عن تلك العينة من كبسولة الطرف خاصتك |
| Sen sormadan söyleyeyim nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل ، لا ، أنا لا أعرف مكانها. |
| Ve sormadan söyleyeyim. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل , أجل لقد قمت بالمتابعة |
| sormadan söyleyeyim, feribotla dönüyoruz. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل, ميناء (هوك هولندا) إلى (هاريش). العبارة تم حجزها. |
| Arıtılmış deniz suyu olarak ağızdan boru hattına giriyor. Sen sormadan söyleyeyim. | Open Subtitles | -مياه بحر محلاه تُسحب بأنابيب وقبل أن تسأل ... |
| Sen sormadan söyleyeyim, Bruce Lee'ye dönüştüğünü de görmemiş. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل ، لم يرَك تتحول ( بروس لي ) هناك |
| Sen sormadan söyleyeyim, Pete de dizini incitmiş. | Open Subtitles | وقبل أن تسأل |
| sormadan söyleyeyim; hayır, henüz Simon Roca'yı yüzbaşının cinayetine bağlayacak somut bir kanıt bulamadım. | Open Subtitles | قبل أن تسأل, كلا, لم أجد أي أدلة تربط (سايمون روكا) بمقتل الملازمة بعد |
| Sen sormadan söyleyeyim, çok az miktar. | Open Subtitles | قبل أن تسأل إنه قليل |