| Üzgünüm. Müşteriler gelir ve gider. Çok fazla soru sormam genelde. | Open Subtitles | أنا آسف، الزبائن يذهبون ويجيئون ولا أسألهم عادة الكثير من الاسئلة |
| Eğer bir kız benimle çıkıyorsa, soru sormam. | Open Subtitles | كنت حين توافق شابة على مواعدتي أمتنع عن طرح الاسئلة |
| Şimdi sana çok önemli bir soru sormam gerekiyor. | Open Subtitles | الآن، يجب أن أسألك سؤال مهماً للغاية |
| Buradaki 11 yılımın ardından hiç soru sormam ve artık mülteci belgem var. | Open Subtitles | لا أطرح الأسئلة بعد 11 سنة هنا. وأنا لاجئ شرعي. |
| Ben soru sormam, bazen de insanlar içinde bir şey unutmuş olurlar. | Open Subtitles | إسمع، أنا لا أسأل أسئلة، وأحيانًا يترك الناس أشياء |
| İşe koyulmadan sana bir soru sormam gerek. | Open Subtitles | لدي سؤال يجب أن أسئلك أياه قبل أن يبدأ هذا الأمر |
| Kendim de bulabilirim ama o zaman bir sürü insana bir sürü soru sormam gerekir. | Open Subtitles | أستطيع ان اجده بنفسي لكن ربما هذا يعني الكثير من الاسئلة لأناس كثيرين |
| Tam çıkıyordum, belki size bir şekilde yardımcı olabilirim? Birkaç soru sormam gerekiyor. Kısa sürer. | Open Subtitles | لقد كنت خارجة، ولكن قد أستطيع مساعدتك أحتاج لأطرح عليك بعض الاسئلة |
| Israrcı birisiniz. Tam çıkıyordum, belki size bir şekilde yardımcı olabilirim? Birkaç soru sormam gerekiyor. | Open Subtitles | لقد كنت خارجة، ولكن قد أستطيع مساعدتك أحتاج لأطرح عليك بعض الاسئلة |
| Evet, aslında size de bir kaç soru sormam lazım. | Open Subtitles | أجل ، في الواقع هناك بعض الاسئلة لكِ ايضاً |
| Sana zor bir soru sormam gerekiyor. | Open Subtitles | لا بد أن أسألك سؤال صعب |
| Sana bir soru sormam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أسألك سؤال. |
| Leonard, sadece soru sormam gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | ليونارد قلت لي عليّ فقط أن أطرح الأسئلة |
| Öncelikle, bu kadınlara soru sormam yasak. | Open Subtitles | \u200fأولاً وقبل كل شيء \u200fلا يمكنني أن أطرح الأسئلة على النساء |
| Ben soru sormam çünkü herkesin dövmelerinin anlamıyla ilgili saçma sapan hikâyesini dinlemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أسأل لأنني لا أريد أن سماع قصص الجميع الممله عن ما تعنيه وشومهم |
| Anlıyorum, başını derde sokmak istemem, ...ama çok önemli bir soru sormam lazım. | Open Subtitles | أنا أتفهم ذلك ولن أدعك تدخل في مشكلة ولكن أريد أن أسئلك سؤال مهم |
| Hayır. Calitri beni sana bir soru sormam için yolladı. | Open Subtitles | لا لا ،كاليتري أرسلني هناك لأسألك سؤالاً |
| Ölmediğinde ise öldürmem için bana talimat verildi. Ben soru sormam. | Open Subtitles | وعندما لم يموت،لقد تم إخباري بقتله،أنا لا أسئل |
| Senin kardeşini korumak için buradayım, ve bir kaç soru sormam gerekiyor. | Open Subtitles | ، أنا هنا كي أحمي أخيكِ و أنا بحاجةً كي أسألهُ بضعِ أسئلةً |
| Üzgünüm ama birkaç soru sormam lazım. | Open Subtitles | المعذرة , أريد أن أطرح عليك بعض من الأسئلة |
| Korkarım görevim icabı size birkaç soru sormam gerekecek. Oturabilir miyim? | Open Subtitles | أخشى أنه من عملي أن أطرح عليكِ بضعة أسئلة |
| Tamam, sana bir soru sormam lazım. Don ne yaptığını biliyor mu? | Open Subtitles | حسنا , يجب أن اسألك سؤال هل يعرف "دون" ما الذي يقوم به؟ |