| Eğer üzerinde bir geri dönüş adresi varsa, onu mezarından çıkaran kişi, orada olup olmadığını bilebilir ve bazı sorularımı yanıtlayabilir. | Open Subtitles | لو كان هناك عنوان المرسل وعنوان الشخص الذي استخرج الجثة فيمكننا ان نعرف لو انها هناك ويمكنه الاجابة على بعض أسئلتي |
| Beni başkaları ile eşleştirmek için kullanılanın yüzeysel veri olduğunu bildiğim için kendi sorularımı kendim sormaya karar verdim. | TED | و علما أنه كانت هناك بيانات سطحية، تستعمل لمطابقتي مع أشخاص آخرين قررت بدلا من ذلك أن أطرح أسئلتي الخاصة. |
| sorularımı yanıtlarken yemeye devam et. | Open Subtitles | أستمري في ذلك مع كونكِ تجاوبين على أسئلتي |
| Bir kere daha denememe izin ver. Söyle sorularımı yanıtlasın. | Open Subtitles | دعني اصدعه مرة اخرى اخبره ان يجيب على اسئلتي |
| Şirin davranmayı bir kenara bırakıp sorularımı soracağım. | Open Subtitles | حسناً، سأكُفُ عن كوني مُحبباً و أسألكِ أسألتي فقَط |
| Harika. Sanırım tüm sorularımı sordum. | Open Subtitles | نحن بحال رائعة ، أعتقد أني طرحت كل أسئلتي |
| Eğer sorularımı cevaplasaydı böyle olmazdı. | Open Subtitles | أنا لم أكن أفعل كذلك لو لم يتهرب من أسئلتي |
| Bu evde benim sorularımı cevaplayabilecek biri mutlaka olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد ثمة شخص في هذا المنزل سيجيب على أسئلتي |
| Onu tekrar göreceğine söz veriyorum. Benim sorularımı cevaplamada yardım ettikten hemen sonra. | Open Subtitles | أعدكِ أنكِ ستريها مجدداً فقط بمجرد أن تساعديني في إجابة أسئلتي |
| Yüzlediğimde de saldırıya geçti ve sorularımı cevaplamadı. | Open Subtitles | و عندما واجهته بالأمر بدا دفاعياً و توقف عن إجابة أسئلتي |
| Ortada bir dava olmasaydı bile, ceza olarak bütün sorularımı cevaplamak zorunda. | Open Subtitles | ووحتى ان لم يكن الامر كذلك فهي وتحت طائلة المعاقبه القانون مرغمه على الإجابة عن أسئلتي |
| sorularımı saniyesinde cevaplamana gerek yok, tamam mı? | Open Subtitles | لايجب عليك إجابة أسئلتي في الثانية التي أقولها |
| Bu sorularımı düşünmen için seni uyanık tutar. | Open Subtitles | وهذا ينبغي أن تبقى لكم مستيقظا، التفكير في أسئلتي. |
| O halde sorularımı cevaplamanın ne kadar önemli olduğunu biliyorsundur. | Open Subtitles | لذا تعرفين مدى أهمّيّة الإجابة عن أسئلتي. |
| Ama ben senin benim tüm sorularımı cevaplayabileceğini çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | ولكن، أنا أعرف.. بأن لديك إجابات جميع أسئلتي. |
| Ama bu esnada benim sorularımı cevaplamak senin yararına olur. | Open Subtitles | و لكن سيكون من صالِحك لو أنّك أجبت على أسئلتي في هذه الأثناءِ |
| Bay Bone'a sorularımı yönelttiğim bu yer kamu arazisidir ve yeni Şehir Konseyi'nin şehir hayatına dört aydır yaptığı gelişmeler hakkında ne düşünüyor acaba? | Open Subtitles | و هذه أرض عامة و منها سأسأل السيد بون أسئلتي ما هو شعورك بعد مرور 4 أشهر من عمر مجلس المقاطعة |
| Şimdi ya sorularımı cevaplarsın, ya da seks suçluları polisini ararım. | Open Subtitles | أجب على أسئلتي أو يمكنني إتهامك بستة جرائم. |
| Bu sahneleri kesip çıkarırsan sorularımı tekrar çekeriz. | Open Subtitles | نعم , اذا كان بإمكانك تحرير ذلك وتعديله ويمكننا يمكننا اعادة تصوير اسئلتي |
| Şimdi benimle geleceksin, birlikte Büyükelçilik'ten çıkacağız ve sen de sorularımı cevaplayacaksın. | Open Subtitles | وسوف نخرج من السفاره وسوف تجاوب على اسئلتي |
| - Onunla konuştunuz. - Ama benim sorularımı yanıtlamadı. | Open Subtitles | ـ لقد تكلمتِ معه ـ لكنه لا يريد الإجابة على أسألتي |
| Bütün sorularımı arkamda bırakıp nasıl öylece devam edebilirim? | Open Subtitles | كيف أستطيع أن ألقي بجميع اسألتي خلفي وببساطة اتخطى ذلك؟ |