| sorularınıza cevap vereceğim, ancak sizin de benimkilere cevap vermeniz gerek. | Open Subtitles | بأني سأجاوب أسئلتك و لكن فقط في حالة ما جاوبت أسئلتي |
| Komiser, bütün sorularınıza yanıt veremem. En olası şüphelilerin listesini size verdim. | Open Subtitles | حضرة الملازم لا أستطيع الرد على كل أسئلتك لقد طرحت عليك قائمة أكثر المشتبهين المحتملين |
| Burası bir mahkeme değil ve sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | ، هذه ليست قاعة محكمة وليس من الضرورى أن أجيب على أسئلتك |
| Ben burada Kızılderililer hakkındaki sorularınıza cevap verecek bir korucu değilim. | Open Subtitles | أنا لست حارس متنزه هنا لأجيب كل أسئلتكم عن الهنود |
| Bütün sorularınıza cevap vermek bizi mutlu edecek. | Open Subtitles | نريد فقط أن نتأكد أنَّهُ بإمكاننا الإجابة على جميع أسئلتكم |
| Bay Carter sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | أتعلم يا سيد كارتر انا حقآ لست مضطرآ للأجابة على اسئلتك |
| Burası bir mahkeme değil ve sorularınıza cevap vermek zorunda değilim. | Open Subtitles | ، هذه ليست قاعة محكمة وليس من الضرورى أن أجيب على أسئلتك |
| Nasıl sorularınıza cevap olmayan kişiler güven gerekiyor? | Open Subtitles | كيف يفترض بك أن تثق بأشخاص لا يجيبون أسئلتك ؟ |
| sorularınıza cevap vermeyi denerim ama ben tsunami uzmanı değilim. Kasırga uzmanıyım. | Open Subtitles | قد أحاول إجابة أسئلتك لكنني لست خبيرة تسونامي |
| sorularınıza bakmak istemiyorum. Farklı bir yaklaşımım var. | Open Subtitles | لا أريد النظر في أسئلتك أنت فلدي طريقتي الخاصة في الأسئلة |
| Bütün sorularınıza cevap verdiğimi sanıyorum. | Open Subtitles | مدى كامل من الحركة أعتقد أننا أجبنا كل أسئلتك |
| Müvekkilime, sorularınıza cevap vermemesini tavsiye ettim. | Open Subtitles | أنصح عميلي ألا يجيب على أسئلتك و لن يفعل |
| sorularınıza basın konferansında cevap verecekler. | Open Subtitles | شكراً لكم سنجيب عن أسئلتكم في المؤتمر الصحفي |
| Ona beş dakika zaman verin. Döndüğünde sorularınıza cevap verecek. | Open Subtitles | أمهلوها دقائق، لتعود للإجابةٍ على جميع أسئلتكم |
| Bugün bu söyleşiye katılıp, ...hepinizle beraber burada olup, ...endişelerinizi dinleyip,sorularınıza cevap verebileceğim için minnettarım. | Open Subtitles | لإجراء حوار معكم اليوم لسماع قلقكم وإجابة أسئلتكم ليس هناك وسطاء او نقاد |
| sorularınıza cevap vermeden önce sendika temsilcimin de burada olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد عريضة مساعد الرئيس الأعلى قبل أن أواجه أسئلتكم |
| Son olaylarla ilgili düşüncelerimi paylaşmak ve sorularınıza elimden geldiğince cevap vermek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لمشاركتكم أفكاري بصراحة و لأُجيب عن أسئلتكم بأفضل ما يمكنني حول المآسي الأخيرة |
| sorularınıza cevap vermem gerektiğini düşünmüyorum ama. | Open Subtitles | لا اظن اني احتاج ان اجوب على اي من اسئلتك |
| Tüm sorularınıza cevap verdiğime göre artık gitmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | لقد أجبتُ عن جميع أسئلتكما أظن بأنه يجدر عليكما الإنصراف الآن |
| Müvekkilim savunma hakkını kullanmaya karar verdi ve tüm sorularınıza cevap verecek. | Open Subtitles | موكلتي وافقت على الإقرار بالحيازة وإجابة أي سؤال |
| Şimdi yardımcım Chaturvedi sorularınıza cevap verecektir. Yaşasın Hindistan. | Open Subtitles | والان نائبي السيد/ شاتورفيدي سيرد على اسئلتكم , تحيا الهند |
| Doktor Williamson'ın, tüm sorularınıza cevap verebileceğinden eminim. | Open Subtitles | متأكّدةبأنّالدكتور"ويليامسِن" يستطيع إجابة كل أسئلتكِ |