| - Geç kaldınız. - Arabada küçük bir sorun çıktı. | Open Subtitles | ـ لقد تأخرتما ـ واجهتنا مشكلة في السيارة |
| -Küçük bir sorun çıktı. -Duydum. | Open Subtitles | ـ لقد واجهتنا مشكلة صغيرة ـ سمعت ذلك |
| Wendy, üzgünüm. Gitmem gerek. Bir sorun çıktı. | Open Subtitles | ويندي أعتذر يجب أن أذهب شيء ما طرأ |
| Bir sorun çıktı. | Open Subtitles | حصلت لدينا حادثة. |
| Burada ufak bir sorun çıktı. Hepiniz geri çekilin. Lütfen bayan, geri çekilin. | Open Subtitles | رجاءاً يا قوم,حصلت مشكلة صغيرة هنا,ليتراجع الجميع,أرجوكي سيدتي تراجعي |
| Buraya gelirken sorun çıktı mı? | Open Subtitles | هل واجهت مشكلة في الوصول إلى هنا؟ |
| Efendim, Kaufman'ın programında bir sorun çıktı.. - Onun teknik gerekliliklere uymadığını söylüyor. | Open Subtitles | سيدي هناك مشكلة في الأسفل مع السيد (كوفمان) |
| Suçluluk hissinden delirmek üzereyim beni ve ailemi tehlikeye sokabilecek bir sorun çıktı ve bana söylemediniz mi? | Open Subtitles | و أكاد اجن بسبب الشعور بالذنب و هناك تعقيد هائل والذي قد يعرضني للخطر انا و عائلتي |
| Açıklayacak vaktim yok. Bir sorun çıktı. | Open Subtitles | ليس لدىّ وقت لتفسير الأمر لك ، لقد طرأ أمراً ما |
| Bulacaktık ama sorun çıktı. | Open Subtitles | نحن كنّا سنعمل ذلك لكنّ صادفتنا مشكلة |
| -Küçük bir sorun çıktı. -Duydum. | Open Subtitles | ـ لقد واجهتنا مشكلة صغيرة ـ سمعت ذلك |
| - Öyle mi? Bir sorun çıktı. | Open Subtitles | -حقاً حسناً واجهتنا مشكلة بسيطة |
| Chevensky ile sorun çıktı. | Open Subtitles | واجهتنا مشكلة مع تشفنسكى |
| Meseleyi dayatmak istemiyorum ama bir sorun çıktı ve Columbus'a geri dönmek zorunda kalabilirim. | Open Subtitles | لا أريد أن ألحّ في هذا الموضوع... لكن شيئاً ما طرأ سيضطرني إلى العودة إلى "كولومبوس" |
| Henüz değil. Bir sorun çıktı. | Open Subtitles | ليس بعد، شيء ما طرأ |
| Depoda çok büyük bir sorun çıktı. | Open Subtitles | حصلت لدينا حادثة... |
| Üzgünüm. Arabamda sorun çıktı. | Open Subtitles | انا آسف ، لقد حصلت مشكلة فى السيارة |
| Hediyeyi bırakırken bir sorun çıktı. | Open Subtitles | لكن حصلت مشكلة أثناء تسليم الهدية |
| İyi misin? - Bill, ufak bir sorun çıktı, icabına bakıyorum. | Open Subtitles | "بيل"، آسف لكن واجهت مشكلة وأعمل على حلها |
| Efendim, Kaufman'ın programında bir sorun çıktı.. | Open Subtitles | سيدي هناك مشكلة في الأسفل مع السيد (كوفمان) |
| Sürücüde bir sorun çıktı. | Open Subtitles | هناك تعقيد ما بصدد القرص الصلب |
| Evet, ama bir sorun çıktı. | Open Subtitles | أجل ولكن لقد طرأ شيئا |
| Küçük bir sorun çıktı. | Open Subtitles | صادفتنا مشكلة |