| Bu hastanın bazı sorunları var ve ve benim de uzun süredir bekleyen ve cevaplarını almam gereken sorularım var. | Open Subtitles | و لكن هذا المريض لديه مشاكل و أنا لدى أسئله أسئله منذ زمن طويل و يجب أن أحصل على الأجوبه |
| Örneğin parasal sorunları var mıydı? | Open Subtitles | هل بدا أن لديه مشاكل مادية بسبب البوليصة؟ |
| Yani o bağlılık sorunları var sizce ya da o en sadece çok seçici düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً هل تعتقدين أن لديها مشاكل بالارتباط أَو هل تَعتقدين بأنّها فقط صعبة الإرضاء جداً؟ |
| Aslında elektrik ve su sistemleriyle ilgili tuhaf sorunları var. Gerçekten mi? Çünkü herşeyi yeni yaptırmıştık. | Open Subtitles | في الحقيقة، لديهم مشاكل غريبة مع السباكة و نظام الكهرباء |
| Evet, bence de ben şişmanım. Hepimizin sorunları var sanırım. | Open Subtitles | نعم , انا اعتقد اني سمينة لذلك كلنا لدينا مشاكل |
| Hayır, sadece küçük bir kız, ama onun... ailesi ile sorunları var. | Open Subtitles | كلا ، إنها طفلة فحسب ولكنها .. لديها مشكلة في منزلها |
| Komik değil, Frank. Oğlumuzun zihinsel sorunları var. | Open Subtitles | ذلك ليس مضحك فرانك إبننا لديه مشاكل نفسية |
| İşiyle ilgili sorunları var ama bunun hakkında konuşmuyoruz. | Open Subtitles | لديه مشاكل فى العمل ولكننا لا نتحدث سويه |
| Dans ettiğin adamın sorunları var. | Open Subtitles | الرجل الذى ترافقينه لديه مشاكل صعبه ,حسنا |
| - Burada olduğumu bilmemeli. Çok saçma güven sorunları var. | Open Subtitles | لا يمكنه أن يعرف باني هنا لديه مشاكل كبيرة مع الثقة |
| Bizim çocuğun, dünyanın sonuyla ilgili ciddi sorunları var sanırım. | Open Subtitles | يبدو أن الفتى لديه مشاكل جادة إزاء نهاية العالم |
| Sara'nın erkek arkadaşı var mıydı? Ya da herhangi biriyle sorunları var mıydı? | Open Subtitles | هل سارة لديك صديق أو أي شخص كانت لديها مشاكل مع؟ |
| Roy, sanırım eşinin doğru söylemekle ilgili sorunları var. | Open Subtitles | نعم يبدو روي أن زوجتك لديها مشاكل مع الحقيقة |
| - Biraz aile sorunları var. | Open Subtitles | أعرف أنها كذبت في السابق وأخبرتنا بأن لديها مشاكل عائلية،لكن |
| Başka insanların da ailevi sorunları var buna rağmen kendi çimlerini biçiyorlar. | Open Subtitles | كما تعلم، الأشخاص الآخرين لديهم مشاكل عائلية... وإنهم يهتموا... بجز مرجهم الخاص. |
| Açıkçası, bazı beyazların siyah şüphelileri yanlış teşhis etme eğiliminde olduğunu düşünüyorum, ...çünkü onların, özellikleri ayırt etme ile ilgili sorunları var. | Open Subtitles | هل عليّ أن أظن بأن أبيض مال إلى، مشتبه به أسود خاطئ لأن لديهم مشاكل |
| Durumu anladın sanırım. Hepimizin sorunları var. | Open Subtitles | اذن انت فاهم كيف تسير الامور كلنا لدينا مشاكل |
| Hayır, sadece küçük bir kız, ama onun... ailesi ile sorunları var. | Open Subtitles | كلا ، إنها طفلة فحسب ولكنها .. لديها مشكلة في منزلها |
| O zaman sanırım o çocuğun dişi vampirlerden çok daha önemli sorunları var. | Open Subtitles | إذن أعتقد بأنه يواجه مشاكل أكبر من مصاصة الدماء |
| Elbette, onların da sorunları var, ama... | Open Subtitles | بالطبع، تلك البلد لديها مشاكلها أيضاً، ولكن |
| Biri bizim için canını feda etti diğerinin derin duygusal sorunları var. | Open Subtitles | رجل فقد حياته فداءً لنا، والآخر يعاني من مشاكل انفعالية عميقة. |
| Başka insanların bizim içki alışkanlığımız konusunda sorunları var. | Open Subtitles | إنهم الجميع من لديهم مشكلة مع شرابنا |
| Ve... bu beylerin kendi sorunları var. | Open Subtitles | وهؤلاء الأشخاص لديهم قضايا معلقه , يا أولاد |
| Kendi sorunları var zaten, hastalıktan uzak durmak gibi. | Open Subtitles | لديهم مشاكلهم الخاصة، مثل تفادي العدوى بأنفسهم. |
| İyi değildi ve görünüşe göre hala bazı sorunları var. | Open Subtitles | لم يكن بخير وواضح أنه ما زال لديه بعض المشاكل |
| Ve beni sevmesine rağmen, babamın serbest bırakma konusunda sorunları var. | Open Subtitles | وبالرغم أنهُ يحبني أبي لديه قضايا بشأن خروجي |
| Hepimizin kendine has sorunları var değil mi koca adam? | Open Subtitles | حسناً, جميعنا لدينا مشاكلنا الصغيرة أليس كذلك, أيها الرجل الكبير؟ |
| Kevin'in seninle kendi sorunları var. Ben sadece gördüğümü söylüyorum. | Open Subtitles | كيفن لديه مشاكله الخاصة معك أنا فقط أخبرك بما أراه |