| Emma Dill, 48.000, Clarence Speer, 20.000 ve Jasper Lamar Crabb 100.000 dönümlük arazi satın almışlar. | Open Subtitles | 12,000. كلارن سبير 5,000. جاسبر لامار كراب 25,000 هكتار. |
| Mimari şaheserlerinizden birisi değil, Speer. | Open Subtitles | ليس بالضبط واحد من روائعك المعمارية، سبير |
| Albert Speer 1945'te Flensburg'da tutuklandı. | Open Subtitles | ألبرت شبير ألقى القبض عليه في فلينزبيرغ، في 1945 |
| Albert Speer 1945'te Flensburg'da tutuklandı. | Open Subtitles | ألبرت شبير ألقى القبض عليه في فلينزبيرغ، في 1945 |
| Speer her şehirdeki yetkililere haber vereceksin. | Open Subtitles | سبيير ... سوف تقوم الآن بإعلام جميع المكاتب بكافة المدن. |
| Benden boşanacak mıydın? O amcık suratlı dallama Brian Speer için hem de? Benimle dalga mı geçiyorsun? | Open Subtitles | كنتِ ستطلبين مني الطلاق لكي تكوني رفقة وغدٌ غبي، (براين سبيّر)؟ |
| Hava Kuvvetleri boş depolarla havalanamaz, Speer. | Open Subtitles | اللوفتواف لا تستطيع التحليق من دون وقود، سبير |
| Reich'in mimarı, Hitler'le uzun yürüyüşlere çıkan kişi Albert Speer. | Open Subtitles | وللمهندس المعمارى رايخ و البرت سبير الذى يذهب سيراً على الأقدام مع هتلر لفترة طويلة |
| Speer, Alman savas endüstrisine yeni bir ivme verir. | Open Subtitles | اعطى سبير اهميه جديده لصناعه الحرب الالمانيه |
| "Beni görmeden Albert Speer'in gitmesine izin vermeyeceksiniz." dedim. | Open Subtitles | قلت لهم: "لا تدعو ألبرت سبير يرحل قبل أن يودعني" |
| Albert Speer Nuremberg Mahkemeleri'nde 20 yıllık hapse mahkûm edilmiştir. | Open Subtitles | وحكم على ألبرت سبير في محاكمات نورمبرغ ... ب 20 سنة سجن. |
| Seyirciler içinde, esrik görünen kisi Albert Speer. | Open Subtitles | بين الحضور كان مبتهجا بدا البرت سبير |
| Ayrılmasını tavsiye edin, Bay Speer. Sizi dinler. | Open Subtitles | أنصحه بالمغادرة سيد شبير فهو يستمع لك |
| Speer'in ifadesiyle o zaman altı saldırı daha yapılsa, savaş sona erecekti. | Open Subtitles | فى ذلك الوقت قال ( شبير ) أن ست غارات مثل هذه وتنتهى الحرب |
| Sen gerçek bir dahisin, Speer. | Open Subtitles | أنت عبقري حقاً، شبير |
| Evet, Speer. | Open Subtitles | في الحقيقة، شبير |
| Sen gerçek bir dahisin, Speer. | Open Subtitles | أنت عبقري حقاً، شبير |
| Gerçekten, Speer. | Open Subtitles | في الحقيقة، شبير |
| Neler olabilirdi, Speer? | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا سبيير. |
| - Otursana, Speer. Kahve? | Open Subtitles | - تفضل بالجلوس سبيير. |
| Speer. | Open Subtitles | سبيير. |
| Salla gitsin baba. O dallama Brian Speer ile yüzleşmekten çok daha önemli işlerin var. Bunu kayıt mı ediyorsun? | Open Subtitles | اترك الأمر وحسب يا أبتي، لديكَ أمورٌ أهم من مقابلة الوغد (براين سبيّر) |
| Bir arkadaşımla buluşacaktım. Sanırım kendisi burada kalıyor. Adı Brian Speer. | Open Subtitles | بالمناسبة، من المفترض أن أُقابل صديقٌ ليَّ هنا، أعتقدُ أنّه يُقيم هنا، اسمه (براين سبيّر) |