| Karada, bitkiler ağaç olup inanılmaz büyüdü veya ölmeden önce bir kere sporlarını yaydılar. | TED | أصبحت النباتات أشجاراً على الأرض، بتوسع هائل أو تنشر بذورها مرة قبل أن تموت. |
| Milyonlarca tecrübesiz sporlarını fırlatıp atar. Yani çocuklarını. | Open Subtitles | أترين، إنها تنبذ الملايين من بذورها الوليدة أطفالها |
| Ağaçsı eğreltiotu çok hafif sporlarını serbest bırakır | Open Subtitles | فروع الأشجار تهتز و تطلق بذورها الخفيفة |
| Aslında doğa sporlarını severim. | Open Subtitles | اني احب الرياضات في الهواء الطلق من الاساس |
| Temas sporlarını sevdiğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انك تحب الرياضات اللتي بالتحامات جسدية |
| Komite temas sporlarını yasaklıyor. | Open Subtitles | لجنة خيرية لإلغاء بعض الرياضات |
| Mantar olgunlaştığında uçlarından ölümcül sporlarını saçacak, ve yakın civardaki tüm karıncalar, ciddi bir ölüm tehlikesiyle karşılaşacak. | Open Subtitles | وعندما تنتهي البويغات القاتلة سَتَنفجرُ من رأسُه ثمّ، أيّ نملة على مقربة سَتكُونُ عرضة لخطرِ الموتِ |
| Lake cilası, tarantula tüylerini gizemli sporlarını ve yoğun trafiği gösteren parçacıkları tutar. | Open Subtitles | يحمل الطلاء شعرات الرتيلاء ولغزك ينتج البويغات... والمركب يعاني من إزدحام شديد |