| Kardeşinin dediğine göre Phillip Harris kılıf olarak Zenith stüdyolarında çalışıyormuş. | Open Subtitles | قال أخته أن فيليب هاريس كان يعمل متخفيا في استوديوهات زينيث. |
| Biri Hollywood'da, Universal stüdyolarında. | Open Subtitles | هو واحد في استوديوهات يونيفرسال في هوليوود. |
| Diğeri Florida'daki Universal stüdyolarında. | Open Subtitles | والآخر هو في استوديوهات يونيفرسال في ولاية فلوريدا. |
| Doğal yaşamında cıvık mantarları, ormanlık alanlarda yiyecek ararken, çürümüş bitkileri yerken görebilirsiniz. Aynı şekilde onları araştırma laboratuvarlarında, dersliklerde ve hatta sanat stüdyolarında bulabilirsiniz. | TED | في بيئتها الطبيعية، ربما تجدها تبحث عن العلف في الغابات، متغذيةً على النباتات المتعفنة، ولكن يمكنك أيضاً إيجادها بنفس الكمية.. في مختبرات الأبحاث، الفصول المدرسية، و حتى في استديوهات الفنانين. |
| Bir gün ona Disney stüdyolarında tesadüfen rastladım. | Open Subtitles | لقد حدث أن التقيته ذات يوم .... في استديوهات ديزني |
| Londra'daki bütün kayıt stüdyolarında bulundum. | Open Subtitles | لقد زرت جميع استديوهات التسجيل في لندن |
| Öğrenmek istiyorsan, benimle yarın Mascara stüdyolarında buluş. | Open Subtitles | إذاأنتwannaيَكتشفُ، قابلْني غداً في إستوديوهات مجمّلِ الرموش. |
| N'aber büyük oyuncu? Selam. Shirazi stüdyolarında işler nasıl? | Open Subtitles | كيف حالك, صديقي؟ كيف هي الحياة في "إستوديوهات شيرازي"؟ |
| Bu sabah KGFL stüdyolarında konuğumuz olan çiftlik sahibi, bize ilginç bir hikaye anlatacak. | Open Subtitles | ( مَعنا هذا الصباحِ في إستوديوهات ( كْي جي إف إل صاحب مزرعة محليّ الذي لديه قصّة مذهلة للإخْبارها لنا |