| Şimdi, Stanzler bir flash bellekte bulunan bu videoyu geri almamı istiyor. | Open Subtitles | هذا الفيديو هو الذي على الذاكرة المتنقلة وهو ما يريد (ستانزلر) إسترداده |
| Asistanı Brooke ile çalışıyorum bir süredir ve Stanzler'in elektrik kesintilerine bulaştığını düşünüyor. | Open Subtitles | حسنٌ، في الواقع فالأمر أسؤا من ذلك لقد كنتُ أعمل مع مساعدته (بروّك) وهي تعتقد بأن (ستانزلر) متورط |
| Brooke, Stanzler'ın başka enerji ticareti yapan bir kişiyle konuşmalarına tanık olmuş. | Open Subtitles | -كرر ما قلته -صحيح -بروك) سمعت (ستانزلر) ) |
| Stanzler çıktıktan sonra müzeye gelebilirsin. Tamamdır. | Open Subtitles | حسنًا،لربما تأتي الى المتحف أثناء غياب (ستانزلر) |
| Ticari kayıtlarından ve Stanzler'dan öğrendiklerime göre... | Open Subtitles | بناء على سجلاتهم التجارية والمعلومات القليلة التي حصلت عليها من (ستانزلر) |
| Anladığım kadarıyla, Luntz, Stanzler'a güvenmiyor. | Open Subtitles | من ما يمكنني جمعه (لونتز) لا يثق بـ(ستانزلر) |
| Stanzler videoda tam olarak ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | لكن (ستانزلر) لا يعرف بالضبط ماذا يوجد في الشريط |
| Stanzler hafife alınacak biri değil. | Open Subtitles | هذا أمر خطير، (ستانزلر) لا يعبث{\pos(192,230)} |
| Kopyalıyorum şimdi. Orijinalını Stanzler'a vereceğim yedeğini bizim için saklayacağım. | Open Subtitles | أقوم بنسخه الآن، سأعطي الأصلية لـ (ستانزلر) |
| Peter, Stanzler ve Luntz, Doğu Yakası Hidroelektrik'ten bir yöneticiyi oyunlarına dahil etmiş olabilirler. | Open Subtitles | يا (بيتر)، (ستانزلر) و (لونتز) لديهم مدير تنفيذي داخل شركة الساحل الشرقي للطاقة الكهرمائية |
| Cumartesi, Stanzler ikisini de bir araya getirerek işleri yoluna koyacak. | Open Subtitles | في يوم السبت، (ستانزلر) يحاول{\pos(192,230)} ضم هذا الرجل للعبة |
| - Brooke, kuru temizlemeciden Stanzler'ın takım elbisenini alabilir. | Open Subtitles | -بروك) استطاعت الوصول) لبدلة (ستانزلر) في المغسلة |
| Brooke, Stanzler'ın ceketi giymesini sağlayacak. | Open Subtitles | (بروك) ستحرص على إرتداء (ستانزلر) لهذه السترة |
| Stanzler'ın baş başa konuşmamızı sağladığı için memnunum. | Open Subtitles | إصغ، أنا سعيد لأن (ستانزلر) تركنا بمفردنا لبضعة دقائق |
| Stanzler malikanene girip o videoyu bana çaldırttı. | Open Subtitles | (ستانزلر) جعلني اقتحم منزلك وأسرق الفيديو |
| Jones, Stanzler'ın galerisinde kilitli kaldık. | Open Subtitles | (جونز)، إننا محبوسين داخل معرض (ستانزلر) |
| Peter, Stanzler'ın galerisinde. Anahtarına ihtiyacımız var. - Haydi. | Open Subtitles | (بيتر) في معرض (ستانزلر) نحتاج إلى مفتاح |
| Aslında Stanzler hakkında konuşmamız gerek. | Open Subtitles | في الحقيقة فعلينا الحديث بشأن (ستانزلر) |
| Birisinin onu görüp, Stanzler'a söylemesinden korkuyor. | Open Subtitles | تخشى بأن يراها أحدهم ويخبر (ستانزلر) |
| Pekala, Stanzler'ın şirketinin tüm bunlardaki rolü nedir? | Open Subtitles | إذًا فما دور شركة (ستانزلر) في كهذا؟ |