| Von Strucker bitkisel hayatta. | Open Subtitles | فون ستراكر في حالة غيبوبة مستمرة |
| Bay Strucker, buradaki çalışmamız duyulursa, HYDRA'ya hizmet ettiğimizi öğrenirlerse- | Open Subtitles | سيد (ستراكر)، لو أنهم عرفوا شيئاً عن عملنا هنا لو عرفوا أننا نخدم (هايدرا) |
| Strucker uzaklarda olduğundan bu yana başka birine rapor verdiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | بما أن (ستراكر) وراء البحار، أفترض أنك تقدم تقاريرك إلى شخص آخر. |
| Tamam, o pasaportlardan her biri Von Strucker adına farklı sahte kimlikler. | Open Subtitles | حسناً، كل من جوازين السفر هذين (باسم مزيف ل(فون ستراخر |
| Daha aramızda bile olmaması gerekirken Von Strucker'ın oğlunu piyon olarak kullandın. | Open Subtitles | استخدام ابن (فون ستراخر) كبيدق بينما كان المفروض ألا تشركه بعد |
| Strucker'ın teknolojisi şu ana kadar zaptettiğimiz bütün Hydra üslerinin ilerisinde. | Open Subtitles | تكنولوجيا (ستراكر) تفوق أي تقنيات لقواعد (هيدرا) قد قضينا عليها |
| Burada olmasaydı, Strucker böyle savunma gösteremezdi. | Open Subtitles | لا يمكن لـ(ستراكر) أن يُشيّد هذا الدفاع بدونه |
| Strucker'ın sivil kayıpları umursamayacağını hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف أن (ستراكر) لا يكترث لأي ضحايا مدنيّين |
| Strucker insan deneyleri yapabildiği için sırf silah olarak kullanıldığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أقصد الأسلحة فقط منذ متى و(ستراكر) قادر على التعديل الجيني البشري؟ |
| - Kesinlikle. Dosyalara göre Strucker'ın deneyleri için gönüllü olmuşlar. | Open Subtitles | أوافقك، تقول الملقات أنهما تطوعا لتجارب (ستراكر) |
| Strucker'ın nasıl bu kadar buluş yaptığını merak ediyorduk ya. | Open Subtitles | كما ترى، كنت نتساءل كيف أصبح (ستراكر) مبتكراً هكذا |
| Strucker'ın laboratuvarında oldukça gelişmiş robot çalışmaları gördüm. | Open Subtitles | في مختبر (ستراكر)، رأيت بعض أعمال الروبوتات المتطورة |
| Strucker'ın deneylerinden neden sadece ikinizin sağ çıktığını merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت أتساءل عن سبب نجاتكما أنتما الاثنين فقط من تجارب (ستراكر) |
| Strucker, Ultron'ın bilmemizi istemediği bir şey biliyormuş demek. | Open Subtitles | (ستراكر) عرف شيئًا لم يُريدنا (ألترون) أن نعرفه |
| - Strucker'ın bir sürü arkadaşı varmış. | Open Subtitles | البارون (ستراكر) كان لديه العديد من الأصدقاء |
| Whitehall, Strucker, List... liderlik bitti dostum. | Open Subtitles | (ويتهول)، (ستراكر)، (ليست) لقد انتهت القيادة يا رجل |
| Yoksa Strucker konuşamadan bilincini kaybettiğine mi sinirlisin? | Open Subtitles | أم غاضبة أن (ستراخر) دخل في غيبوبة قبل أن يتحدث؟ |
| Von Strucker çocuğun peşinden giderek fazlalıkları atmıyordun. | Open Subtitles | ليس هذا كل ما فعلته (بمطاردتك الفتى (فون ستراخر |
| Baban Baron Wolfgang Von Strucker'dı. | Open Subtitles | والدك كان البارون (ولفغانغ فون ستراخر) |
| Bir de elimizde sallanan bir ip var. Von Strucker. | Open Subtitles | والآن لدينا خيط غير منتهي (فون ستراخر) |
| Cayman Adaları. Strucker'ın paraya ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | جزر الكايمان ستراخر) بحاجة للنقود) |