| O kadar suçlu hissettim ki bu başarısızlığı, sohbetlerimden ve özgeçmişimden yıllarca saklamaya karar verdim. | TED | شعرت بالذنب وقررت إخفاء هذا الفشل من مناقشاتي وسيرتي الذاتية لسنوات. |
| Birdenbire bu tür bir tüketici yani bu sorunlara katkıda bulunan biri olduğum için çok suçlu hissettim. | TED | فجأة، شعرت بالذنب لكوني هذا الزبون شخصاً ممن شارك في هذا |
| Onu götürdüğüm zaman, suçlu hissettim. Kıskançlık mı yapıyorum? | Open Subtitles | عندما أخذته بعيداً شعرت بالذنب على الفور هل تصرفت بعجلة ؟ |
| O an yaşlı bir adamın parasını aldığım için kendimi çok suçlu hissettim , bu yüzden Ona banka hesap numaramı verdim ve dedim ki: | Open Subtitles | ولكنى شعرت بالذنب ان أأخذ نقود من رجل عجوز واعطيته رقم حسابى المصرفى وقلت |
| Kendimi suçlu hissettim çünkü karısını götürmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | شعرت بالذنب لأنني كنت أحاول دائماً أن أتحرش بزوجته |
| Belki de, bu ailem yüzündendi. Kurtulduğum için suçlu hissettim. | Open Subtitles | ربما بسبب موت والداي شعرت بالذنب لبقائي حية |
| Kendimi suçlu hissettim. O yüzden seninle oynaşmak istemedim. | Open Subtitles | انا شعرت بالذنب لهذا لم ادعكِ تمارسن الاعيبك معى |
| Ben suçlu hissettim. | Open Subtitles | لقد قلتِ إنكِ بحالة مزاجية جيدة .. و كنت مصدر إزعاج لكِ و شعرت بالذنب من أجلك |
| Bilirsin, suçlu hissettim ve en iyi arkadaşımı özledim, | Open Subtitles | أتعلم لقد شعرت بالذنب وافتقدت أعزّ صديق لي |
| Söylediklerin aklıma geldi, suçlu hissettim. | Open Subtitles | سمعت كلماتك الغبيه في رأسي وفجأة شعرت بالذنب |
| Sen sorunca kendimi suçlu hissettim ve savunmaya geçtim. Bu nedenle de yalan söyledim. | Open Subtitles | في تلك اللحظة، شعرت بالذنب والتحفظ وبدأت التصنع |
| Ve sonrada eğlenmeye çalışırken kendimi suçlu hissettim. | Open Subtitles | ثم شعرت بالذنب لمحاولة الحصول على المتعة. |
| Kurşun kalem ile ilgili kendimi suçlu hissettim. Hayır diyemedim. | Open Subtitles | شعرت بالذنب حيال القلم ولم أستطع الرفض. |
| - Bu sizin suçunuz değil. Kendimi suçlu hissettim ve oraya gittim. | Open Subtitles | شعرت بالذنب, ذهبت هنا و هناك و كان هناك... |
| Jack ile ayrıldığımızda, aslında biraz suçlu hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بالذنب مع ذلك عندما انفصلنا انا و "جاك" |
| Bense çok kötü hissettim. Aniden kendimi suçlu hissettim. | Open Subtitles | و شعرت بشعور شيء و فجأة شعرت بالذنب |
| Bir yandan da böyle düşündüğüm için kendimi suçlu hissettim. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت شعرت بالذنب لأن تمنيت ذلك |
| İlk defa kendimi suçlu hissettim ama... | Open Subtitles | ..شعرت بالذنب في البداية , لكن |
| Kendimi suçlu hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بالذنب |
| "Kendimi suçlu hissettim. Benim hatam diye düşündüm." | Open Subtitles | "عندما حدث شعرت بالذنب شعرت أنه خطئى"َ |