| İnsanın midesi bulanmadan su samuru yiyeceği bir dünya istiyorum. | Open Subtitles | عاوز مكان اكل فيه كلب البحر من غير مل أتعب |
| Uluslararası su samuru edinme yardım yemeği. | Open Subtitles | العشاء الدولي الخيري لتبني كلب البحر |
| Fakat başlangıçta kameraman Barrie Britton ve Pantanal rehberi Mauricio Copetti hiçbir su samuru bulamadı. | Open Subtitles | ،لكن في المقام الأول "المصوّر "باري بريتون "ومرشد "البنتانال "ماوريسيو كوبيتي لم يتمكّنا من العثور على قضاعات مطلقًا |
| su samuru bebeklerinden son yollananlar fabrikaya geri gönderildi. | Open Subtitles | آخر شحنة من دمى ثعلب الماء أعيدت إلى المصنع |
| su samuru Alden Kupferberg mezun bile olamadi. | Open Subtitles | أولين كافربرد سياتر لم يتخرج من الثانوية |
| Deniz kestanesi yemeyi çok seven bir hayvan... su samuru. | Open Subtitles | الحيوان الذي يفضل أكل قنافذ البحر، هوَ كلب ماء البحر. |
| Bu ender ve zor bulunur su samuru Avrupa'daki kuzeninin yarı boyutunda. | Open Subtitles | هذه القضاعة النادرة والمراوغة بحجم نصف حجم ابناء عمومتها الأوروبيين |
| Birkaç yıl önce, bir sahış bütün ülkede sadece 185 su samuru olduğunu bulmuş. | Open Subtitles | أترون منذ عدة أعوام أحد الأشخاص في هولندا اكتشف أن هناك 185 ثعلب مائي فقط في البلد بالكامل |
| Tıpkı Tracy gibi gözüken su samuru gibi. | Open Subtitles | مثل كلب البحر اللذي يشبه ترايسي . |
| Yine de üç ayın sonunda hiçbir yavru su samuru yoktu. | Open Subtitles | بعد ثلاثة أشهر لم نجد قضاعات وليدة |
| Gün Yakınlardaki bir başka su samuru ailesinden gelen haberler Mark'ın umutlarını yeşertiyor. | Open Subtitles | أخبار عن عائلة قضاعات أخرى قريبة ترفع من آمال (مارك). |
| Görüyorsunuz, tatili yaşayan bir su samuru. | Open Subtitles | أرأيت، ثعلب الماء تأقلمت مع جو الاحتفال |
| su samuru'nun üstüne yoktur. | Open Subtitles | فإنّ ثعلب الماء يكون بالصّدارة |
| Pekala seni küçük Çinli su samuru. | Open Subtitles | حسناً, يا ثعلب الماء الصيني |
| su samuru Alden Kupferberg mezun bile olamadi. | Open Subtitles | أولين كافربرد سياتر لم يتخرج من الثانوية |
| Yavru bir su samuru, ilgi çekici bile değil. | Open Subtitles | ليس مثيراً للاهتمام حتى، كلب ماء رضيع |
| Bu su samuru ısıl olarak bıçak sırtında yaşıyor sıklıkla bir avdan diğerine, sadece kendine yetecek kadar enerjiyle geçiyor. | Open Subtitles | هذه القضاعة تعيش على الحدود الحرارية القصوى، غالبًا ما تحصل على ما يكفي من رحلة صيد واحدة للتزود به للصيد التالي. |
| Ya da ona başka bir su samuru sanmışlardır. | Open Subtitles | بسبب شخص ما ظنّ خطأ أنه ثعلب مائي |