| Ve suaygırı kafatasında da aynı kemikler var ama bu kez muazzam uzamış. | Open Subtitles | و توجد نفس العظام في جمجمة فرس النهر و لكنها تستطيل بشكل كبير |
| Tabi ki de, buna karşın suaygırı Jenerasyonumuz var. | TED | على النقيض من ذلك ، بالطبع ، لدينا جيل فرس النهر. |
| O suaygırı sahiden senin olsun istedim. | Open Subtitles | وأنا أردت حقا أن تحصلى على فرس النهر هذا |
| O suaygırı sahiden senin olsun istedim. | Open Subtitles | وأنا أردت حقا أن تحصلى على فرس النهر هذا |
| Ölü bir suaygırı, 100 kadar aç timsahı çekiyor. | Open Subtitles | فرس نهر واحد ميت يجذب ما يزيد عن 100 تمساح جائع |
| o bir suaygırı gergedan! | Open Subtitles | لا ، إنها كركدن فرس النهر كركدن فرس النهر ؟ |
| Bu erkek suaygırı, ufak bir su birikintisinde yaşamaya çalışıyor. Fakat gittikçe kuruyan çamur, artık ölüm kapanından farksız. | Open Subtitles | يعيش ذكر فرس النهر هذا في بحيرة صغيرة لكن عندما تجفّ، تتحوّل لمصيدة موت |
| Burada, suaygırında da aynı kemik ama, burada tabii suaygırındaki fark, suaygırı sizi suyun dışından gözetleme ihtiyacı duyduğu için bu kemikler başın yukarısına doğru çok daha yüksektir. | Open Subtitles | لكنها هي العظمة نفسها في فرس النهر الاختلاف هنا بالطبع لأن فرس النهر يحتاج أن يختلس النظر إليك و هو في الماء لذلك فهذه العظام ترتفع أكثر في الرأس |
| Aslında suaygırı balinaya, deveye olan akrabalığından daha yakındır. | Open Subtitles | في الحقيقة فرس النهر أكثر قرباً للحوت منه للجمل |
| Karının şeker hastalığı olduğunu kızının en sevdiği hayvanın bir suaygırı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ، أعلم أن زوجتك مُصابة بداء السُكري وأن الحيوان المٌفضل لإبنتك هو فرس النهر |
| Ve hatta çok yakından bakarsanız, küçücük yarasa kafatasında, insan ve suaygırı kafatasında gördüğümüz aynı kemiklerin hepsini, kafatası şekillerinin çeşitliliği ne olursa olsun hepsi birbirleriyle aynı ilişki içindeyken görebiliriz. | Open Subtitles | و حتى في جمجمة الخفاش الصغيرة لو نظرت عن قرب يمكنك رؤية العظام نفسها كلها و التي رأيناها في جمجمة الإنسان و جمجمة فرس النهر |
| Anne suaygırı, yavrusu için yas tutuyor. | Open Subtitles | أنثى فرس النهر تندب صغيرها |
| Lana? Bende bir suaygırı var. | Open Subtitles | لانا لدي فرس النهر |
| Şişko! - suaygırı! | Open Subtitles | يت ثمين فرس النهر |
| Benim cesur çocuğum. - Seni suaygırı, Amar Chaudhary. | Open Subtitles | -بني الشجاع فرس النهر المتوحش (أمار شودري) |
| Tamam, güzel, bu bir suaygırı. | Open Subtitles | حسناً ، هذه فرس النهر |
| Bebek suaygırı olarak. | Open Subtitles | هو فرس النهر الأطفال. |
| (Gülüşmeler) suaygırı Jenerasyonu, elitleri yönetiyor. | TED | (ضحك) جيل فرس النهر هي النخبة الحاكمة. |
| Ve suaygırı. | Open Subtitles | وجلد " فرس النهر" |
| - suaygırı kadar lekeler çıktı. | Open Subtitles | نعم، وإنتفخ حتى وصل إلى حجم فرس نهر وتورمت يداه |
| Bunları aşmak için Sydney'nin bebek bir suaygırı kadar bir jeneratör takması lazım. | Open Subtitles | حسنا؟ لتجويف الفتحة خلال ذلك النوع من الضوضاء، سدني يجب أن تلبس مولّد حجم فرس نهر الطفل الرضيع. |