| Hadi teğmen. Amerikalı bir subay olarak Almanların, düşündüğü umurunda değil. | Open Subtitles | هيا أيها الملازم، كضابط أمريكي لن تهتم أبدا في الرأي الألماني |
| Bir tıp adamı ve subay olarak, gördüğü muameleyi kınıyorum. | Open Subtitles | كضابط دكتور , لابد أن أحتج على الطريقة التى يعامل بها |
| Kıdemli subay olarak, dikkatini önemli bir gerçeğe çekmek istiyorum. | Open Subtitles | كضابط كبير , أشير إلى مجرد حقيقة وثيقة الصلة |
| Kıdemli subay olarak sadece durumla ilgili gerçeğe işaret ediyorum. | Open Subtitles | كضابط كبير , أشير إلى مجرد حقيقة وثيقة الصلة |
| Bunun yeri ve zamanı değil, Sergei Nikolaevich ama bir subay olarak, çok uzun zaman hizmet ettiğin yoldaşlarından ayrılmak için verdiğin dilekçeyle beni çok şaşırttın. | Open Subtitles | لكن بصفتك موظف عسكري فقد فادئتني بطلبك بترك رفاقك الذين خدمت معهم لفترة طويلة في الجيش |
| Bir subay olarak şerefim üzerine yemin ederim ki bu ilanla benim hiçbir ilgim yoktur. | Open Subtitles | كما أنني أعطيك كلمة شرف كضابط بأنه لا علاقة لي من قريب أو من بعيد بهذا الإعلان |
| Onun hayatını kurtarabilirim eğer bana bir şey yapmayacağına dair bir subay olarak söz verirsen. | Open Subtitles | يمكننى إنقاذ حياتها شرط أن تعدنى كضابط بإنك ستعفى عنى |
| Yüzbaşı Hanks, Pentagon'da personel planlama yönetim kuruluna kıdemli subay olarak atandı. | Open Subtitles | كابتن هانكس تم تكليفه بالعمل كضابط كبير فى لجنة تنظيم السياسة الخاصة بالافراد فى وزارة الدفاع |
| Aslında bir subay olarak kahramanımın kızını bu akşam dışarı çıkarmalıyım- | Open Subtitles | في الحقيقة، كضابط أعتقد من واجبي لأخذ بنت بطلي الجديد للخروج الليلة فقط لــ .. |
| Aslında bir subay olarak kahramanımın kızını bu akşam dışarı çıkarmalıyım- | Open Subtitles | في الحقيقة، كضابط أعتقد من واجبي لأخذ بنت بطلي الجديد للخروج الليلة فقط لــ .. |
| Kıdemli subay olarak, dikkatini önemli bir gerçeğe çekmek istiyorum. | Open Subtitles | كضابط كبير , أشير إلى مجرد حقيقة وثيقة الصلة |
| Sanatçı kelimesinden hoşlanmadım, bir subay olarak söz veriyorum. | Open Subtitles | إذا لا يعجبك وعدي كفنان.. أعطيك وعدي كضابط |
| Bir subay olarak görevim bundan böyle ülkemi değil, insanların hayatlarını kurtarmak olacaktır. | Open Subtitles | واجبي كضابط لم يعد إنقاذ بلادي بعد الآن بل إنقاذ الحيوات البشرية |
| Bir subay olarak görevim, artık ülkemi kurtarmak değil ama insanların hayatlarını kurtarmak. | Open Subtitles | واجبي كضابط لم يعد إنقاذ بلادي بعد الآن بل إنقاذ الحيوات البشرية |
| Bu kayıtların korunması bir kurmay subay olarak benim görevimin bir parçasıdır. | Open Subtitles | الحفاظ على السجلات هو جزء من عملي كضابط أركان |
| Kariyerine 1988 yılında bir subay olarak başladı. | Open Subtitles | بدأ حياته المهنية 1988 كضابط في المخابرات |
| "Sayın yargıç, genç ve başarılı bir subay olarak, Napoleon, Fransız Devrimini ve onun özgürlük, eşitlik ve birlik ülküsünü tamamıyla destekliyordu | TED | "سيدي القاضي، كضابط شاب وناجح في الجيش، أيد نابليون الثورة الفرنسية تماماً، ومبادئها حول الحرية، والمساواة، والإخاء. |
| Biliyorum çünkü Zeus Faber adlı bir denizaltıda bir subay olarak onu bulmaya gönderildim. | Open Subtitles | أعرف... لأنني أرسلت لإيجاده... كضابط في الغوّاصة دعا زيوس فايبر. |
| Evet, sizi subay olarak görebiliyorum. | Open Subtitles | نعم يمكنني رؤيتك كضابط |
| Bu senin görevin, Colby, bir subay olarak. | Open Subtitles | انه واجبك كولبى ,كضابط |
| Bunun yeri ve zamanı değil, Sergei Nikolaevich ama bir subay olarak, çok uzun süre yardım ettiğin yoldaşlarından ayrılmak için verdiğin dilekçeye çok şaşırdım. | Open Subtitles | لكن بصفتك موظف عسكري فقد فادئتني بطلبك بترك رفاقك الذين خدمت معهم لفترة طويلة في الجيش |