"sue ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • سو و
        
    • وسو
        
    Ama senin YouTube videonu gördüm Sue ve şimdi şarkıyı kurtarmanın vakti geldiğini anladım ve bir ihtimalle seni de. Open Subtitles لكنني شاهدت مشهدك على اليوتيوب يا سو و لقد أدركت أنه الآن قد حان الوقت لإنقاذه , وربما تكونين أنتي
    "Sue ve Shannon - B.F.F" Hayatımın en iyi arkadaşı, Frankie! Open Subtitles سو و شانون أعز أصدقاء للأبد أعز أصدقاء للأبد يا فرانكي؟
    Her gün Sue ve Carly kendilerine aynı soruyu sorarlar. Open Subtitles لذلك كل يوم سو و كارلي يسألون أنفسهم نفس السؤال
    Sue ve ben odaya biraz fırfır vermeye karar verdik. Open Subtitles أنا وسو قررنا أن نعطي الحجرة بعض الإثارة
    Yardım çığlıklarını duyduktan sonra Sue ve ben eve gelip onun adına konuşmaktan başka bir seçenek göremedik. Open Subtitles وبعد أن سمعنا صيحاته الاستغاثية شعرت أنا وسو أنه لم يعد أمامنا خيار سوى أن نعود للبيت ونتحدث بالنيابة عنه
    Sandım ki sandım ki, Sue ve sen onu geçen hafta yaptınız. Open Subtitles فكرت... أظن أنك أنت وسو في الاسبوع الماضي.
    Birkaç gün sonra, Sue ve ben artık kavga etmiyorduk. Open Subtitles في اليومين المقبلين سو و أنـا لم نعد نتعارك مرة اخرى,
    Sue ve Carly sakıncalı bir çözümle sorunlarını hallediyorlardı. Open Subtitles سو" و"كارلي" أتوا بحلٍ طائش" . لمشكلتهم أيضاً
    Ertesi gün Sue ve Axl daha iyiydi ve tartışmak için enerjileri vardı. Open Subtitles في اليوم التالي، شعر (سو) و(أكسل) بتحسن لكن ذلك منحهما طاقة أكبر للشجار
    Bir web sitesinin bana verdiği yetki ile Sue ve Sue'yu eş olarak ilan ediyorum. Open Subtitles بالسلطة الموكلة إلي من قبل موقع الكتروني (بموجب ذلك أعلنكما (سو) و (سو
    Sue ve Brad doğru şeyi arkadaşlarının gözüne sokuyordu. Open Subtitles سو) و (براد) كانوا يقوموا بالشيء الصحيح) . أمام زملائهم
    Beni Sue ve Güreşen Matt'le yalnız bırakma. Open Subtitles (لا تدعيني بمفردي مع (سو و (مات) المصارعة
    Sadece bu yaz Sue ve Babası'nın yazı. Demek onların en çok sevdiği değilsin. Open Subtitles إنه صيف (سو) و"أبيها" إذن لستِ المفضلة لديهم.
    Babam, Sue, ve Brick'in de işe el atmalarının zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت لأبي, (سو) ,و (بريك) البدء بمساعدتك هنا.
    Artık Sue ve Darrin tüm zamanlarını beraber geçiriyorlardı Axl da arkadaşlığı hatırına ses çıkarmıyor ve duygularını belli etmiyordu. Open Subtitles والآن بعد أن تخرج (سو) و(دارن) ليصبحا ثنائي دوام كامل قرر (أكسل) من أجل صداقتهما أن يتحمل ويبتلع مشاعره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more