| Hiç. Çığır açacak bir müzik fenomenine dahil olma fırsatı sundum sadece. | Open Subtitles | لا شيء لقد عرضت للتوّ فرصة لتكون جزءا من ضاهرة فنيّة رائدة |
| Özetlemek gerekirse size iddiamı destekleyecek üç sebep sundum. İlki, İsrail'in savunmada açıkça duyma engelli askerlere yer verdiği. | TED | لكي أختصر، عرضت ثلاثة أماكن لدعم ادعائي، الأول، يقبلُ الدفاع الإسرائيلي الجنود الصم بشكل علني. |
| Bir sonraki gün sınıfta, elimi kaldırdım; hoca beni çağırdı ve örnek olayı sundum. | TED | في اليوم التالي، رفعت يدي؛ تم استدعائي، ثم عرضت حالتي. |
| Sana iki seçenek sundum. Uzun bir duş veya doktorla sohbet. | Open Subtitles | أعطيتك خياراً,خذ الاستحمام الطويل أو تحدث الى الطبيب |
| Birkaç cinsiyet eşitliği indeksi ve Arap dünyasındaki bazı neticeleri sundum. | TED | لقد قدمت بعض مؤشرات المساواة بين الجنسين، وبعض الاستنتاجات حول العالم العربي. |
| Sana arkadaşlığımı, güvenimi sundum. Birlikte yaptığımız her şeyin uğruna, konuş benimle. Hayır. | Open Subtitles | عرضتُ عليكَ صداقتي، و ثقتي بحقّ كلّ ما بنيناه بيننا، تحدّث إليّ |
| Kesinlikle öyle yap demedim. Sana sadece bir öneri sundum. | Open Subtitles | ليس علي الكلام طويلا انا فقط اعطيتك الخيار |
| Geçen bayram hepiniz gördünüz. Krallık tacını üç kez sundum ona. | Open Subtitles | كلكم رأيتم يوم عيد الخصوبة كيف أنني عرضت عليه تاج الملكية ثلاث مرات |
| Ona hayat sundum, ama o bir sefaleti tercih etti, yaşlı Victrola. | Open Subtitles | لقد عرضت عليه الحياه ولكنه أختار البؤس وألته الموسيقية |
| Fikrimi sundum. Reddetti. | Open Subtitles | على عرضت فكرتي على الرجل و هو قام برفضها |
| Kendisinin tekrar alıkonulacağı durumları bildiren bir belgeyi mahkemeye sundum. | Open Subtitles | أنني عرضت الشروط لسيادتكم التي أومن من خلالها أن قرار حجزها ربما يلغى |
| Kendisinin tekrar alıkonulacağı durumları bildiren bir belgeyi mahkemeye sundum. | Open Subtitles | أنني عرضت الشروط لسيادتكم التي أومن من خلالها أن قرار حجزها ربما يلغى |
| Birkaç gün önce, seni kral yapma fırsatı sundum sana şimdi oturduğun yere bak. | Open Subtitles | عرضت عليك أن أتوّجك ملكاً و الآن أنت تجلس هنا |
| Sana seçenekler sundum ve sen her seferinde doğru olani seçtin. | Open Subtitles | , أنا أعطيتك الخيارات فحسب و أنت اخترت الطريق الصحيح كل مرة |
| Sana iyi olabilmen için sayısız fırsat sundum. | Open Subtitles | أعطيتك كل شيء، أيضا، فرص كافية لتفعل ذلك بشكل جيد. |
| Monsenyör O'Hara istifamı sundum. Özel olarak. | Open Subtitles | لقد قدمت استقالتي للمونسنيور أوهارا.سرياً |
| Ben sundum, başardım. | Open Subtitles | عزيزي, لقد قدمت نشرة الاخبار و ظفرت بها, ظفرت بها |
| Bunu gruba sundum ama olaya senin açından bakmaya ikna olmadılar. | Open Subtitles | عرضتُ الأمر على المجموعة، ولكن لم أستطع إقناعهم برؤيتُكَ للأمر |
| Kesinlikle öyle yap demedim. Sana sadece bir öneri sundum. | Open Subtitles | ليس علي الكلام طويلا انا فقط اعطيتك الخيار |
| O kadar üzümle doldular ki... onları bir kupaya sıktım ve Firavun'a sundum. | Open Subtitles | لقد أصبحوا مثقلين جدا ً بالعنب لدرجة انني عصرتهم في كأس و قدمته الي فرعون |
| Bildiğiniz üzere bize gönderdiğiniz rakamları yönetim kurulumuza sundum. | Open Subtitles | كما تعلم، فأنا قدمتُ الأرقام الخاصة بك خلال اجتماع اللجنة الأخير. |
| Bunun için, size hayatımdaki en değerli varlığı sundum, içime işleyen benliğimi. | Open Subtitles | بهذا قد منحتك أثمن ما لدى فى العالم كله هويتى المحفورة بداخلى |
| Onlara imkansız bir seçenek sundum. | Open Subtitles | لقد منحتهما فعلاً خيار مستحيل |