| Surrey Kontu, halk arasında huzursuzluk yaratmaktan hapse atıldı Majesteleri. | Open Subtitles | لقد تم حبس الإيرل ساري بسبب الفوضى العامة، ياصاحب الجلالة |
| Söylesenize Lord Surrey, bu kadar uzun zamandan sonra, İngiliz sarayını nasıl buldunuz? | Open Subtitles | قل لي , أيها اللورد ساري بعد فترة طويلة كنت فيها بعيدا كيف تجد البلاط الإنجليزي؟ |
| Bu sebepten, Thomas Seymour ve Surrey Kontu'nu, Calais'e gönderiyorum. | Open Subtitles | لهذه الأسباب سأبعث توم سيمور وإيرل ساري لكاليه |
| Surrey polisine arabanın tarifini verdim ama muhtemelen en kısa zamanda arabayı değiştirir veya başka bir yere gider. | Open Subtitles | لقد أعطيت أوصاف السيارة لقسم الشرطة في سوري و لكن أكيد أنه قام بإستبدالها |
| St. Aldates Akademisi'nde olmuş. Surrey'deki özel bir yatılı okul. | Open Subtitles | هما في مدرسة "ستالديتس" أكثر مكان مرموق في جنوب "سوري" |
| Surrey Kontu'na, daha en başından bu şekilde davranılamayacağı görüşünde. | Open Subtitles | انه يستنتج أن إيرل سري لم يقم بعمل شيء ليتعرض لهذة المعاملة في المقام الأول |
| Söylesenize Lord Surrey, İngiltere sarayını nasıl buldunuz? | Open Subtitles | قل لي، أيها اللورد ساري كيف تجد البلاط الإنجليزي؟ |
| Surrey'nin de kafir olabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم افكر ابدا بأن ساري يمكن أن يكون زنديقا |
| Ülkemizde, ilk önce Surrey Kontu tarafından karşılanmalı, ardından saraya getirilmelidir. | Open Subtitles | سيتم إستقباله أولا هنا من قبل إيرل ساري وثم سيأتي إلى البلاط |
| Lord Surrey, Kral sizi orgeneralliğe, eşsiz bir şerefe, uygun gördü. | Open Subtitles | أيها اللورد ساري, لقد رآى الملك أنك مناسب كمارشال للميدان ومصاحب الشرف |
| Lord Surrey, Ekselansları'nı bir de ayılarla köpeklerin dövüşünü izlemesi için Paris Bahçeleri'ne götürdü. | Open Subtitles | كما إصطحب اللورد ساري, صاحب السمو.. إلى حدائق باريس لرؤية الدببة تتقتال مع الكلاب |
| Nişan'a resmen eklenmeniz, yakın zamanda gerçekleşecektir Lord Surrey. | Open Subtitles | تثبيتك الرسمي في النظام سيتم في وقت قريب, أيها اللورد ساري |
| Lord Surrey, atamanızda giymeniz için size bu Dizbağı'nı vermekle görevlendirildim. | Open Subtitles | أيها اللورد ساري لقد آمرت الآن بدخولك مع الرابطة |
| Sanırım eşlikçilerinin arasında Surrey Kontu da vardır. | Open Subtitles | ..أفترض أنه من بين أصحابه العديدين إصطحب مع الأيرل ساري |
| Benim anladığım kadarıyla, Surrey ve onun tayfası, Perhiz kuralları ile saygısızca alay ettiler. | Open Subtitles | كما أنني مقتنع من أنني سأفعل ان ساري وطاقمه ينتهكون قوانين الصيام |
| Teksaslı Katie hele hiç değilim. Ben sadece Surrey'den gelen Kate'im. | Open Subtitles | حتى لست "بكاتي" القادمة من "تكساس إنني "كاتي" القادمة من "سوري |
| Telgraf Richmond, Surrey'de elden verilmiş. | Open Subtitles | البرقية تم تسليمها في (ريتشموند - سوري) في نهاية الشارع |
| Üvey babam Surrey'li. | Open Subtitles | إنه زوج أمي، من سوري |
| Surrey Kontu, Majesteleri'nin Konsey'ine bir mektup yazmışlar. | Open Subtitles | لقد كتب إيرل سري رسالة الى مجلس جلالتكم |
| Surrey'e kadar 30 mil yürüyerek temiz hava aldım. | Open Subtitles | 30ميل من هواء سري هذا الصباح |
| Bir daha çocukluğumun geçtiği Surrey'yı göremeyeceğim. | Open Subtitles | لن يحدث مرة أخرى مطلقاً لزيَاْرَة ثانية المشهدِ فتوتِي في سَري. |
| Bankalar, oteller, bürolar, kiliseler, evler Liverpool ya da Surrey'dekilerden farksızdı. | Open Subtitles | مثل المنازل المنحنية , و الفنادق, و المكاتب , و الكنائس, المنازل... و التي تجدها في "ليفربول..." أو "سيوري". |
| Hep Nice'e gelip bizi görürsün diye umut ederdim ama Surrey'de çok meşguldün herhâlde, onu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | كنا نعيش على أمل اننا ربما نراك فى نيس ولكننا نتفهم انك كنت مشغولة جدا فى سورى |
| Ajan Weller, ben CDC'den Frank Surrey. | Open Subtitles | (أيها العميل (ويلر), أنا (فرانك سوريري من مركز السيطرة على الأمراض |