| Senin şu an susamış olduğundan daha fazla susadım ben... | Open Subtitles | لقد كنت عطشان للبعض الوقت الآن ولقد كنت أيضا الشوق |
| Kasa hırsızı bir siyah ve kana susamış bir beyaz. | Open Subtitles | شخص متعطش للدماء والأخر شخص عينيه خضراء يبدوا عليه الفقر |
| Tek oğlumun kana susamış kalabalık tarafından parçalanmasına izin veremem. | Open Subtitles | لن أترك إبني الوحيد يُمزق إرباً بواسطة غوغاء متعطشين للدماء |
| Aç değilken yeriz ve susamış olmamamıza rağmen güçlü likörler içeriz. | Open Subtitles | نأكل عندما لا نكون جائعين ونشرب الشراب القوي دون عطش |
| Affedersin ama dışarıda yağlı bir müşteri bekliyor çok susamış. | Open Subtitles | حسناً، آسفة، لكن لقد احضرت معي زبونة بالخارج وهي عطشانة |
| Kendisi susamış da. | Open Subtitles | أيمكنني أن أحظى بقليل من الماء لنبتتي؟ إنها عطشة جداً |
| Fakat, birincisi, aç değil susamış olduğumdan ve ikincisi, bedava olduğundan, 15 Dr Peppers içmiş olmalıyım. | Open Subtitles | لكنني في المقام الأول لم أكن جائعاً بل عطشان ثانيا كان الشراب مجاني |
| Fakat, birincisi, aç değil susamış olduğumdan ve ikincisi, bedava olduğundan, 15 Dr Peppers içmiş olmalıyım. | Open Subtitles | لكننى فى المقام الأول لم أكن جائع بل عطشان ثانيا كان الشراب مجانى |
| Siktir et. Bu tartışma için fazla susamış haldeyim. | Open Subtitles | تبا لهذا ، أنا عطشان جدا لخوض هذا الجدال |
| En ufak bir savunma denemesinde kana susamış kalabalığa dönüşen bir orduyu gezici bir milis takımı haline getiremezsiniz. | Open Subtitles | لن نجعل جيشا ينقسم إلى محاربين من الصعاليك هذه المسيره ستتوقف مع أول حجه تافهه مثل حشد متعطش للدماء |
| Herkes kana susamış intikam isteyen birinin şovunu izlemeyi tercih eder. | Open Subtitles | هم يفضلون أن يشاهدوا برنامج عن شخص متعطش للدماء يسعى للإنتقام |
| Her birinin ahlaksız ve kana susamış katiller olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أن كل واحد منهم شـرس ، متعطش للدم ، قــاتــل |
| Bu dostum 1 5 gündür savaşın ortasında ve kral gibi susamış. | Open Subtitles | لدي صديق هنا، ساهمَ في كفاح لمدة إسبوعين، لَهُ عطش ملكِ |
| Babacım, bebek ağlıyor. susamış gibiydi. | Open Subtitles | أبي ، الطفلة تبكي بشدة وهي عطشانة رأيت ذالك في عينيها |
| Ama kraliçe gece yarısı uyanınca susamış. | Open Subtitles | ولكن عندما استيقظت في منتصف الليل الملكةكانت.. عطشة |
| Kıyı sırılsıklam olduğunda - susamış bitkiler ferahlıyor tabi cılız ırmaklar da, fakat bu, göç eden bir pterosaur için felaket demek. | Open Subtitles | خلال لحظات , يرتوي الشاطئ الضيق شيء مرحب به من قبل النباتات العطشى والأنهار الجافة |
| - Tüm gün boyunca tek bir an bile seninle olamadım. - Buradaki herkes çok susamış. | Open Subtitles | ـ لم أحظى بالحظة واحدة معك طوال اليوم ـ أنهم متعطشون للغاية |
| susamış olabileceğini düşündüm. Demek sen iyi polissin. | Open Subtitles | اعتقدت أنك قد تكون عطشاً |
| Bir avcı onu daha yavruyken bir pınardan su içerken yakalayıp adını susamış koymuş. | Open Subtitles | أمسك به الصياد صغيراً وهو يشرب من النبع و اسماه ظمآن |
| Kene larvaları da cirit atıyor. Kana susamış p.çler. | Open Subtitles | خاص بالمتعضيات، عضات آفات التيك إنها أوغاد متعطشة للدماء |
| İki bardak getirir, sonra da "susamış olabileceğini düşündüm." der. | Open Subtitles | يأتى باثنين, ثُمّ يقول: "فكرّتُ أنّكِ قد تكونين ظمآنة." |
| Bu insanlar susamış görünüyor. O yüzden kamyon geldiğinde büyük bir sipariş istersin. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يبدون عطشى اطلب طلبية ضخمة |
| - Marion, gezginimiz susamış olmalı. | Open Subtitles | . "أخبره أن "روبرت" في "الأرض المقدسة . يـُرسل تحياته وسيعود سريعًا ماريون" ، المسافر سيكون عطشًا" |