| Aramızda kalsın, paraşütle atlarken altımda sutyen ve külot vardı. | Open Subtitles | بيني وبينك، عندما كنت في فرقة الكشافة كنت أرتدي حمالة صدر وسروال تحتي نسائي |
| Kurşun geçirmez sutyen yaptıklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | أتعرف لم أكن أعلم أنهم اخترعوا حمالة صدر ضد الرصاص |
| Düzgün sutyen de bulamadım, bu yüzden sırtım kötü görünecek. | Open Subtitles | لم أجد صدرية مناسبة مما يعني أن ظهري سيبدو بديناً |
| Evet, harika hareket. Şimdi sutyen takmak zorundayım. | Open Subtitles | أجل تصرف رائع الآن يتوجب عليّ ارتداء صدرية |
| Evet, siyah sutyen ve gri yün çorapların önemi nedir? | Open Subtitles | نعم, ما هي اهمية حمالة الصدر السوداء والجوارب الصوفية الرمادية؟ |
| Anlıyorum, demek sutyen günün her dakikası izleniyordu. | Open Subtitles | أفهم أنه شاهد الصدرية كل دقيقة من كل يوم. |
| Fark ettim ki, sutyen alırsam kullanma şansım yok. | Open Subtitles | حسبت أنني سأجد فائده لهذا أكثر من حمالة صدر |
| Bu garip gelecek ama sutyen takman gerekiyor. | Open Subtitles | ،حسناً، هذا سيكون غريباً حقاً عليكِ أن ترتدي حمالة صدر |
| Şunu söylemeye çalışıyorum: İş yerinde sutyen takman gerekiyor. | Open Subtitles | ،ما أقوله هو أن عليكِ إرتداء حمالة صدر في العمل |
| sutyen için de aynı şeyi mi düşündünüz? | Open Subtitles | أكنت أيضاً تفكر بإحضار حمالة صدر برباط لها؟ |
| O ıstakoz koyuyorsa, sutyen taktığına dair dedikodu çıkaracaksın. | Open Subtitles | يذهب جراد البحر، تبدأ الإشاعة يرتدي صدرية. |
| Babe gazetede sutyen reklamlarini görmüs. | Open Subtitles | بيب شاهدت اعلانك حول صدرية المرأة في الجريدة |
| Evden sutyen takmadan çıkmamam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | كان يجب أن لا اغادر المنزل بدون صدرية لا أعتقد اننا نحتاج بولا دارك |
| Omuz ve arkadan askısı yok, ama tam bir sutyen görevi görüyor. | Open Subtitles | ولكنها تقوم بكل شىء تفعلة حمالة الصدر العادية |
| Linda, derse gelirken sutyen giy. | Open Subtitles | ليندا , أريدك أن ترتدي حمالة الصدر في الصف |
| Ben o rolü takviyeli sutyen.. | Open Subtitles | كان من المفترض ان امثل الدور ولم استطع تمثيله من دون حمالة الصدر |
| Bitişik memelerin var, duruşun berbat ve kıyafetlerin üzerinde tuhaf duruyor çünkü yanlış numara sutyen takıyorsun. | Open Subtitles | لديكِ ثدي أحادي , و وضعك مزري , و ملابسك تتناسب بشكلٍ غريب لأنّكِ ترتدين حجم الصدرية الخاطئة , بوم حديث حقيقي. |
| Evet, sutyen satışıyla ilgili çok ilginç bir haber var. | Open Subtitles | نعم، هناك مقالة تستحق التفكير حول بيع حمالات الصدر |
| Sanırım New York'daki kadın sutyen takmıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن النساء في نيويورك لا يرتدين حمالات صدر |
| Cumaları sutyen takmamak serbest olsun. | Open Subtitles | رائع. يوم الجمعة بدون حمّالات الصدر. |
| Maidenform bir hayal ama Playtex bir sutyen. | Open Subtitles | ماركة "مايدن فورم" حُلم ، لكن "بلاي تيكس" حمّالة صدر |
| Dikkat, bayanlar, lütfen küçük numara sutyen kullananlar kapıya doğru yollansın. | Open Subtitles | إنتبهوا يا سيداتى، أريد كل من كان مقاس صدرها أ أن تتوجه للباب الخلفي |
| sutyen takabilirsin. | Open Subtitles | حسناً ، ربما يجب عليكِ إرتداء حماله الصدر |
| -İşte. sutyen burada. | Open Subtitles | -خذ، ها هي الحمّالة |
| Oyuncular sutyen giyse nasıl olur? | Open Subtitles | لما لا نجعل اللاّعبين يرتدون حمّالات صدر ؟ |
| J.B., doğum gününde sana sutyen aldığım için üzgünüm. Hoş değildi. | Open Subtitles | "جيه بي" آسف لإهدائك سوتيان بعيدك ، كان هذا سيئاً |