| Kutsal mantar törenlerini ve... bunun gibi şeyleri sürdürüyorlar. | Open Subtitles | طقوس التولتيك القديمة، المقدسة احتفالات الفطر، هكذا نوع من تلك الأشياء. |
| Bakın, değiştirildi çünkü yerel vahşi yaşamı ve onların çiftleşme törenlerini rahatsız ediyordu. | Open Subtitles | لقد تم تبديلها لأنها كانت تقلق حيوانات برية وتزعج طقوس التزاوج لديها |
| Elbette Batı kültürü kendi gömme törenlerini geliştirdi. | Open Subtitles | بالطبع، الثقافات الغربية طورت طقوس للدفن خاصة بها. |
| Gizli törenlerini görmemize izin vermelerinin garip olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | لا تعتقد أن ذلك غريب أن يدعونا نرى طقوسهم المقدسة؟ |
| Fakat birkaç yıl önce Katolik Kilisesi'nin ihtiyarları kendi dini törenlerini ve ayinlerini engellediği için bu pagan eylemini tasvip etmediklerine karar vermişler. | Open Subtitles | ولكن قبل سنوات مضت، عجزة الكنيسة الكاثوليكية قرروا عدم الماوفقة على هذه الممارسة الوثنية بكونها تتحايل على طقوسهم وأسراهم. |
| Dört yaşındayken geçit törenlerini çok severdin. | Open Subtitles | ,عندما كنتِ بعمر الرابعة .أحببتي المواكب |
| - Geçit törenlerini sevmem. Gitmiyorum. | Open Subtitles | -أكره المواكب ، لا أريد الذهاب لذلك الموكب |
| ona Sefer ha-mode aynalar kitabını anlattım, şeytan çıkarma törenlerini anlatıyor. | Open Subtitles | أخبرتها عن "سفر هاماروت"، هو "كتاب المرايات" والذي يحتوي على طقوس طرد الأرواح |
| Çiftler karşılama törenlerini gerçekleştiriyor. | Open Subtitles | يحيّي الزوجان بعضهما بتحيّة ذات طقوس |
| Bu market plastik torba kullanmıyor çünkü onlar okyanusa dökülüp denizanalarının çiftleşme törenlerini mahvediyorlar. | Open Subtitles | لأنه ينتهي بها المطاف في المحيط (وتزعج طقوس زواج حيوان الـ(جلي فيش |
| Kendi törenlerini yaptılar. | Open Subtitles | و أقامو طقوسهم الخاصة |