| Ve son birkaç saattir kimse yüzüme tükürmeye çalışmadı. | Open Subtitles | و لم يبصق أحد في وجهي في الساعتين الماضيتين |
| Tepeye vardığında, kan tükürmeye başlamıştı. | Open Subtitles | و عندما وصل القمة بدأ يبصق دماً |
| Kan tükürmeye başladım ve dönüp geri geldim. | Open Subtitles | بدأت ببصق الدماء فاستدرت وعدت ادراجي |
| Tam çıkarıp tükürmeye hazırken bir baktım... oturma odasında on kişi falan var. | Open Subtitles | وكنت على وشك أن أبصق وكان هنالك ما يقارب عشرة أشخاص في غرفة المعيشة |
| Hiç sokakta yürürken insanlar sana bağırıp üzerine tükürmeye çalıştı mı? | Open Subtitles | أتعلمي ، كيف أكون أحياناً أسير في الشارع -والناس يصرخون في وجهي و يحاولون أن يبصقون علىّ |
| Sen bana bu bulaşık suyu gibi şeyleri yedirdikçe çöpe tükürmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | إذا استمريتِ بتقديم هذه الأطباق المندلقة فسأقوم بحفظها في سلة المهملات وأبصق عليها |
| Bir nevi askerlerimizin mezarına tükürmeye benziyor. Yaptığımız şeyler ulusal egemenliğimizi yok ediyor, bizi dış tehditlere karşı savunmasız bırakıyor. | TED | هذا يشبه البصق على قبور جنودنا؛ فهو يستهلك من أوجه التضامن القومية ويفتح الأبواب لاحتلالات أجنبية. |
| Birden, yere çöktü ve yediklerini tükürmeye başladı. | Open Subtitles | انهار و بدأ يبصق كل طعامه |
| Birden, yere çöktü ve yediklerini tükürmeye basladi. | Open Subtitles | انهار و بدأ يبصق كل طعامه |
| O yüzden kan tükürmeye başladım ya zaten kazanan ben olayım diye. | Open Subtitles | تعلمين, لهذا بدأت ببصق الدم، كي أفوز. |
| Sık sık tükürmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أبصق كثيراً |
| Üstüne tükürmeye dahi değmez. | Open Subtitles | قطعة من حماقة. لا يعمل يبصقون يستحق! |
| Sen bana bu bulaşık suyu gibi şeyleri yedirdikçe çöpe tükürmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | لأنك تواصلين تقديم هذا النوع من المأكولات المندلقة ، سأقوم بحفظها في سلة المهملات وأبصق عليها |
| Sen ve zavallı ekibin üzerine tükürmeye değmezsiniz. | Open Subtitles | أنت وقطعتك الآسفة ليست حتى تساوي البصق على. |